
İlâhî neşveden tatmak istersen benim senin lâfından geç. Eşyayı boşuna adlandırma; varlıklara varlık verme. Sen bir resim seyrediyorsun, kendin de o resmin içindesin. Gören gözle bir baksana! Topraklardan fışkıran ilâhî neşvedir, yıldızlardan yağan da o. Geceden gündüzü çıkartan da, Tûr'da peygamberiyle yüzyüze gelen ilâhî neşve değil midir? Kokular ilâhî neşveden bize bir selam, renklerle şekiller birer emanet, seslerse bir şehadettir. Münbit bir toprağa dökülmüşçüsüne ta rüyâlarıma dolan hâtıralar ve hayâllerle bendeki cennet tatlı istekler, neden ilâhî neşvenin okşayışları olmasın? Şüphe etme ki dilinden anlayana, bir kelebek kanadının çırpınışları da, âleme güneşler bağışlayan ilâhî neşvedendir. Çocuğun gülşünden ilâhî neşve fışkırdığı gibi, âşkın feryatları da ilâhî neşveyi taşırmaktadır.