Fatih ve ecdadının din anlayışı bütün millî tarihimizin mânevî siyasetini teşkil etmektedir. Peygamber'in ruhanî serdarlığında Allah uğruna cihad yemini yapan hükümdarın bütün mesuliyetini omuzlarına yüklendiği İslâm dâvası, hiçbir milletin hayatında görülmeyen bir ahlâki seviyeye bizi yükseltti. İslâm insan ruhunun bütün bölgelerinde tatmin yaratmaya yeterli bir sistem olarak Türk çocuğuna şayan-ı hayret bir şahsiyet kazandırdı. Dünyanın neresine gitse Türk haliyle, karakteriyle, vekârıyla ve imanının simasında parıldayan nuruyla tanınıyordu.
Onun varlığını şerefli ve sevimli yapan incelikle zerâfet, zekâ ile elele veren şefkat ve haysiyet Türk'ü, ancak asırlar içerisinde erişilebilen medenî seviyenin zirvesine yükseltmişti. Bugün bu zirveden ne kadar aşağılardayız!