İmam-ı Azam, Sünnete ve selefin esaslarına uygun olmayan kelâmî tartışmaları doğru bulmayarak oğlu Hammad'a kelâmî meseleleri münakaşa etmekten uzak durmayı nasihat etmiştir. Oğlu "Siz kelâm ile meşgul olduğunuz halde bize niye yasaklıyorsunuz" deyince, İmam-Azam " Biz karşımızdaki insanın düşüp kaymaması için korkudan başımızda kuş varmış da ka ...
Fıkıh Kategorisindeki Alıntılar
İslam Mezhepleri Tarihi
Dr. Hasan Gümüşoğlu
Vehhâbîler 1218/1803 yılının Muharrem ayında Mekke’yi işgal etti ve bütün Mekkelilerin ertesi günü Mescid-i Haram’da toplanmalarını emretti. İbn Suud Mekke’nin kadısı, müftüsü ve alimlerinin de aralarında bulunduğu topluluğa yaptığı konuşmada: “Sizi şirkten kurtarıp İslam’a hidayet ettiği için Allah’a şükrederim” deyip onların önceden şirk üzer ...
Filozofların Tutarsızlığı
İmam-ı Gazzâlî
Filozofların, delil getirmede zorlandıkları bir problemle karşılaşınca aldatarak ikna etmek üzere başvurdukları hilelerden biri de şudur: Derler ki: “Metafizik ilmi, kesin zekâ sahiplerinin bile anlayamayacağı kadar karmaşık, kapalı ve içinden çıkılmaz bir ilimdir. Bu problemlere cevap verecek bilgiye, ancak öncelikle matematik ve mantık ilimler ...
Mızraklı İlmihal
Hazırlayan: İsmail Kara
Ezan-ı Muhammedî okundukta İsrafil aleyhis'selam Sûr'u üfüre(yor) deyü ve abdeste kalkarken kabrimden kalkıyorum deyü, camiye giderken mahşer yerine gidiyorum deyü, müezzin ikamet (kamet) edip cemaat saf saf olurken bu insan(lar) mahşer yerinde yüz yirmi saf olup seksen safı bizim peygamberimizin ve kırk safı sâir peygamberlerin ümmetleri olsa g ...
Ahmed Cevdet Paşa ve Mecelle
Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil, Prof Dr. Ekrem Buğra Ekinci
Madde 67. Sâkite bir söz insâd olunmaz.
Lâkin ma’râz-ı hâcette sükût beyandır.
(lâ yünsebü li-sâkitin kavlün es-sükûtü fi ma’radı’l-hâceti beyân)
Yani sükût eden kimse için, “Şu sözü söyledi” veya “Şu sözü söylemek istedi” denilmez. Ancak söylenecek yerde söz söylemezse, sükût söz yerine geçer; bu sükûtu ikr ...
el-Ahkâmü's-Sultâniye
Ebu'l-Hasan Habib el-Mâverdî
Devlet Başkanlığının lüzumu, onun hakkında bilgi, harp ve ilim öğrenmek gibi bir farz-ı kifayedir. İslam topluluğunun bir kısmı bu görevi yerine getirince diğerleri de borçtan kurtulur. İnsanlar arasından biri çıkıp Devlet Başkanlığı görevini yerine getirmeyince, topluluktan iki grup çıkar. Birincisi seçmenler topluluğu: Bunlar topluluk için bir ...