Her durumda hamd olsun Allah'a
Varlığın bütün halini içerendir hamd
Onu söyleyen söylememiş olmaz
Nimete karşı Hamdi söylerse
Onu söylemeye kalksa bile
Onu sınırlayarak söylemiş olur
Çünkü sana bir mertebeden nida eder
Bundan önce bir müşahede makamından
Ki O'ndan başka yok demişti
Şah damarı seni aldatmasın
Sen rabsin, ben senin kulun
Rab kulun varlığıyla sabit
Onun varlığı hakkında sakın deme
Arz günü der ki, daha var mı? (s. 274)
"Allah kendinden bir ruh ile sana ve bize yardım etsin, bilmelisin ki Hz. Peygamber sevinçli bir durumda şöyle derdi: 'Nimet veren ihsan eden Allah'a hamd olsun.' Sıkıntı halinde ise şöyle derdi: 'Her durumda hamd Allah'adır.' Hadis, sahih hadis kitaplarında yer almıştır." (s. 274)
"Hz. İbrahim'in Rabbi karşısında sergilediği edebin bir yönü 'Ben hasta olunca bana şifa verir.' (eş- Şuara 26/80) demekti." Burada şifayı Allah'a nispet ederken hastalığı nispet etmemiştir. Çünkü hastalık, içinde mümin hakkında bir iyilik barındırsa bile, insanların âdetinde bir kötülüktür. Allah Teâlâ peygamberine Hz. İbrahim'in durumunu bildirmiştir. Bu durum, bu edebe göre davransın diye, Allah'ın edep öğretmesi demektir." (s. 275)
"Allah'ın nimet ve ihsanının bir yönü de sıkıntıdaki insanın Allah'a hamd etmesine imkân vermesidir. Bu hamd nedeniyle ona afiyet verir ve kendisiyle o sıkıntı arasına girer. Çünkü hamd etmesi bu ihsana karşı bir şükürdür. (...) Allah kendisine hamd etmeyi ilham etmekle onun batınına afiyet vermiştir. Sonra da sıkıntısını gidermekle onun afiyetini artırmıştır." (s. 276)