"Allah insan şehrinin koruyucusudur. Bunun nedeni, insan şehrinin Allah'ı sığdırmış olan mertebe (hazret) olmasıdır." (s.204)
"Savaş mümin-insan üzerinde devam eder. Allah imanını korumak üzere onu savunurken İblis kendine döndürüp kıskançlıkla mutluluk yolundan onu uzaklaştırmak ve imanını almak üzere savaşır." (s.205)
"Allah bütün bunları bize şeytanın tuzaklarını öğrenelim diye bildirmiştir." (s.205)
"Allah'ın kendi kastettiği şeyi bildirdiği kimse, O'nun bildirmesiyle -yoksa nazarî düşüncesiyle değil- onu öğrenmiş demektir." (s.206)
"Tartışma ve cedel olmaksızın / inat veya itiraz da olmaz" (s.211)
"Ey bileşik varlık! Kim olduğunu bilmelisin. Hangi basitlerden bileştirildin ve terkip edildin?" (s.215)
"Müşahede, kendisiyle Allah'ın basiretlerimizi aydınlattığı, iman nurunun kazandırdığı ve Allah'tan bize dönük bir inâyettir." (s.218)
"el-Bâtın ismi olmasaydı Muhammedî surette taşı atanın Allah olduğunu anlayamazdık." (s.218)
"Allah'ın kullarını küçümseme, var bir kıymetleri / Makamlar senin için bir araya gelse de yapma
Onların hakikatlerini izhar eden O'nun isimleri değil mi? / Onlar bu isimler hakkında bilgisiz kalsa bile öyledir"(s.222)
"Kim bir şeyi küçümser veya hafife alırsa, hiç kuşkusuz, onu yaratan kimseyi hafife almış ve küçümsemiştir." (s.224)
"Bilgisizlik 'bilginin yokluğu' demektir, o kadar! Dolayısıyla bilgisizlik var olan bir şey değildir (yoktur) ve yokluk kötülük demektir. (...) Kötülük var olan bir şey olsaydı, var edilmesi Allah'ın işi olurdu, çünkü O'ndan başka fail yoktur. O halde bütün varlık hayır ve iyidir! Daha doğrusu varlık mutlak hayrın ta kendisi, o da Allah'tır." (s.225)
"Âlem zatı gereği hakirdir, çünkü kulluk onun zatî özelliğidir ve kulluk zillet demektir: zelil olan herkes hakir ve küçümsenen, küçümsenen herkes yaratılmıştır." (s.232)
"Allah hiçbir durumda kendi yönünden sıla-i rahmi kesmez. Halbuki bilgisizliğimiz nedeniyle bizim tarafımızdan O'na dönük sıla-i rahm (akraba ziyareti) kesilebilir." (s.236)