Günler yaprak yaprak önüme yığılıyorlar. Hayatımda elime geçen bu tek şans, bu altı aylık büyük tatil bitmek üzere. Hiçbir mısra, ne satır yazabildim, ne de ciddi bir şeye çalışabildim. Sadece kısa hamlelerle bulunan bir can sıkıntısı içinde şuraya buraya gittim geldim. Paris'e bağlı bir merkep gibi yaşadım. Hatta basit, hayvanî zevklerden bile mahrum kaldım.
Hayatımı idare eden kuvvetler, bu seyahati bile her şeyin bende çürüdüğü, hiçbir yeni ve güzel, büyük, esaslı bir şeye başlamam imkânı kalmadığı zamanda olmasını istediler.
Neyim? Kimim? Nelere muvaffak oldum? Hiçbirşey yapamadım mı? Ah, bir kere olsun kendi dışıma çıkıp kendimi görebilsem! Neye yarar? Benim için mühim olan bundan sonrası... Neler yapabilirdim bu üç buçuk ayda? Karar verebilmek, ısrar etmek şartıyla... Bir tek manzume dahi bitiremez miydim? Tembelim! İflas etmişim! Hiç yoktum! Tek ümidim, bu Avrupa kompleksinden kurtulduğuma göre, bir mecmua çıkarıp faal yazıya başlamaktır.