İnsanların arasındaki muamele şu dört davranıştan ibarettir: Bir kısmı kendilerine ihsan edene ihsanda bulunurlar. Bu ahlâk birbirlerine boyunlarını sürten eşeklerin ahlâkıdır. Bir kısmı da kendisine kötülük edene kötülük eder. Bu ahlâk köpekler ve yırtıcı hayvanların huyudur. Başka bir kısmı ise kendisine ihsanda bulunana kötülük eder. Bu da yılanların huyudur. Diğer bir kısım ise kendilerine kötülük edene ihsan ederler. Bu da peygamberlerin, resullerin, evliyanın ve salihlerin ahlâkıdır.
Söylenilenleri işittiysen, kendine dilediğini seç. Eğer dördüncü kısımdakilerden olamıyorsan, onların hakkında hüsnü zanda ve hoşgörüde bulunabilmen için sana düşen insanların hallerini araştırmamandır. Buna güç yetiremezsen, onlara karşı suizanda bulunmaman ve eziyet vermemen için onları kendi hallerine bırak. Sıla-yı rahimi kesmemen ve insanların haklarına riayet edebilmen için onlardan sakın. Allah Teâlâ'nın nuru ile onlara bakarsan: karanlıkta nuru, zehirde panzehirini, düşmanda dostu, kahırda lutfu ve birbirinden uzak, çok ve farklı olan o aynalarda "O'nun hiçbir benzeri olmayan" (42/11) tek yüzü ve yegâne güzelliği görürsün. Nitekim Gazzali (k.s.) "Mümkün varlıklar arasında olmuş olandan daha güzeli yoktur." demiştir. İçinden şu beyti tekrarla!
Âlemin nakşını hayal gördüm.
O hayal içinde bir cemal gördüm.
Zira bütün âlem Hakk'ın mazharıdır.
Onun için bütün kemalleri gördüm.