ÜYE GİRİŞİ / ÜYE KAYIT
ÜYE GİRİŞİ / ÜYE KAYIT

İslam siyasi düşüncesinde değişme ve süreklilik /Hilafet Risâleleri 6. Cilt

İsmail Kara

Yayınevi:Klasik
Baskı Yılı:2014
Alıntı Sayfası: 5-6
ISBN: 978-605-5245-27-6
Alıntı Yapan: Yahya Bereket
Okunma Sayısı: 1756

Bu ciltteki metinlerin birinci ve en önemli hususiyeti hilafetin saltanattan ayrılmasından sonraki ve hilafetin ilgasından önceki uzun bir yıl içinde olup biten tartışmaları, arayışları ve tarafların halet-i ruhiyeleri ile düşüncelerini, endişelerini, karşılıklı mücadelelerini ve taktiklerini veriyor oluşudur. Artık bir 'Osmanlı hilafeti' yoktur, hanedan içinden Ankara'nın seçtiği ve Türkiye sınırlarının ötesiyle, İslâm dünyasıyla irtibatları belirsiz ve resimle uğraşacak kadar 'modern' bir halife vardır.

1923'ü uzun ve zorlu bir yıl yapan birçok iç ve dış hadiseden bahsedilebilir; İzmir İktisat Kongresi toplanmış (17 Şubat 1923), Milli Mücadeleyi yürüten demokratik karakteri kuvvetli Birinci Meclis feshedilmiş (1 Nisan 1923), yeni Türk devletine uluslararası statü tanıyan ve bazı yeni düzenlemeleri icbar eden Lozan Barış Antlaşması imzalanmış (24 Temmuz 1923, TBMM'de kabulü: 23 Ağustos 1923), nihayet Cumhuriyet ilan edilmiştir (29 Ekim 1923).

Bu zorlu süreçte hilafet konusunda Türk siyasi elitleri ile ulema ve aydınlar ortadan ikiye yarılmış gibidir. Lozan görüşmelerinden itibaren iç ve dış destekleri birbirine eşit olmayan taraflardan biri 'saltanat'ı yani siyasi gücü, otoritesi ve iktidarı elinden alınmış bir halifenin, mânevi bir kuruma dönüştürülmüş bir hilafetin gerçek halife ve hilafet olmayacağı, olamayacağı istikametinde görüşler serdetmekte ve bu düşünceler üzerinden siyasetin ve kanunların meşruiyeti ve dinîliği başta olmak üzere bazı ciddi meseleleri tartışmaktadır (Bunların saltanatın kaldırılmasına karşı çıkmadıkları, aksine destekledikleri hatırlanmalıdır). Bu gruba mensup olanlar, akıl yürütme biçimleri daha doğru ve haklı olmakla beraber konjonktürel olarak zayıflayacak, önce muhalefete itilecek, sonra da tasfiyeye uğrayacaktır. Mustafa Sabri Efendi gibi birinci tarafın bazı mensupları zaten yurt dışından konuşmaktadır. Giderek kuvvetlenecek ve mutlak iktidarı eline geçirecek olan ikinci taraf ise Sultan Vahdettin'in bir İngiliz gemisine binerek firar etmesinin ardından zaten kültürel ve fiilî olarak hayli zayıflamış, hatta gayrimeşruluğu tescillenmiş saltanın ilgası ve hakimiyet-i milliye üzerinden kendisine sağlam bir yer açarken 'milletin oyuyla' yeni halife seçmiş olma başarısına da yaslanarak avantajlı halini daha da takviye etmeye çalışmaktadır.

Mete Tunçay'ın adlandırmasıyla 'risâleler savaşı' bu derin yarılmadan ortaya çıkmakta ve beslenmektedir. 'Savaş' böyle yürürken her iki tarafın da kendi konumunu dinî açıdan, Kur'an'dan, sünnetten, İslâm tarih tecrübesinden deliller getirerek meşrulaştırmak ve savunmak peşinde olduğu rahatlıkla söylenebilir. Birinci gruptakiler gizli bir endişe taşımakla beraber hilafetin ilgası henüz hiçbir şekilde gündemde değildir. Hatta ikinci tarafın metinlerinde hilafetin, Meclis'in seçtiği Halife Abdülmecid'in gerçek halife olduğunun, yeni Türk devletinin İslâmiyetle ve dinle olan bağlarının daha ziyade vurgulandığı bile söylenebilir. Millî Mücadele bitmiş olmasına rağmen söylemi bir şekilde devam etmektedir.

1923 yılına ait metinlerin ikinci hususiyeti risâle adlarından başlayarak millî egemenlik (hakimiyet-i milliye) i,le hilafet arasında kurulan müsbet ilişkidir. "

"Hilafet tartışmalarının artık Türkiye ile sınırlı iç bir tartışma haline gelmiş olması üçüncü hususiyet olarak zikredilebilir. Diğer ciltlerden farklı olarak bu ciltte diğer İslâm ülkelerinden herhangi bir müellifin ve yabancı-batılı bir yazarın hilafet metnine tesadüf edilmemektedir. Hilafet kaldırılmak üzere iken ve özellikle kaldırıldıktan sonra çok taraflılık tekrar gündeme gelecektir.

amazon.com.tr'deki Bunuokudunmu dükkanından satın almak için tıklayın.

Yorumlar

Yorum yapabilmek için giriş yapmanız gerekmektedir.