ÜYE GİRİŞİ / ÜYE KAYIT
ÜYE GİRİŞİ / ÜYE KAYIT

Amel Defteri

İsmail Kara

Yayınevi:Kitabevi
Baskı Yılı:1998
Alıntı Sayfası: 75-76
ISBN:
Alıntı Yapan: Yahya Bereket
Okunma Sayısı: 1775

Biri Sinan'la birlikte Osmanlı mimarisine hakim hale gelen 'nisbi büyüklük' ölçüleri. Şöyle diyor üstad: Osmanlı dünyasında var olan birbirine kıyasen büyüklüğün gerçek ölçek olduğu, onun yanında, metre gibi bir ölçüye dayanan büyüklüğün hiçbir şey ifade etmediğini farkettim. Evlerini gelip Osmanlı şehrinin odak noktalarının etrafında inşa edenlerin evlerinin ölçülerini bu şekilde küçültmeleri, sadece bu abideleri yüceltmiyor, aynı zamanda insanları da yüceltiyor. (s.75)

İstanbul'da Süleymaniye, Üsküdar'da Mihrimah Sultan ve Edirne'de Selimiye camilerinin etrafında yapılan evlerin pencereleri şehrin vasatî pencere ölçeklerinden daha küçük yapılıyor; sebebi camiyi daha büyük göstermek. Mimari anlayışına iki temel 'konsept' hakim oluyor: Vakar ifadesi ve huşu hissi veren monumentallik, yani abidevîlik. Huşu hissini yapının bütünü verdiği gibi çok küçük bir çini parçası da verebiliyor. '15 santimlik kırık bir 16. asır çinisi karşısında, bir abide karşısında olduğunuz zaman duyacağınız hisleri duyuyorsunuz.' 

(...) Konuşmadan benim öğrendiğim ikinci önemli nokta da şu: 'Yeni Cami'nin inşasından hemen sonra Sultanahmet Çeşme'sinin (III. Ahmet Çeşmesi) inşa edilmesi üzerine İstanbul mimarları ve yapı esnafı iki üç gün saray etrafında nümayiş yaptılar. Hünkâr'ın bu zevksizliği İstanbul halkına reva görmeye hakkı yoktur diyorlardı. Takriben altmış sene sonra, III. Selim, Kanuni'nin Sinan'a inşa ettirdiği Üsküdar sarayını yıktırıp yerine Selimiye Kışlası'nı inşa ettirmeye karar verdiği zaman İstanbul halkı yiine ayaklanmıştı. (...) Ancak tabii, ayaklanan gerici addediliyor, Selimiye Kışlası'nın yapılması ise ilericilik.' (s.75-76)

amazon.com.tr'deki Bunuokudunmu dükkanından satın almak için tıklayın.

Yorumlar

Yorum yapabilmek için giriş yapmanız gerekmektedir.