"Niçin İmam Gazâlî?
İmam Gazâlî. Çünkü kendisiyle sonrası arasında çağdaşlarımızca varsayılan kopukluk sanısını gidermenin yolu, evvelemirde onun yaptıklarını, yazdıklarını anlamaktan geçer. İmam Gazâlî'nin İhya projesi anlaşılmadıkça, İslâm düşüncesinin istikametini bulması için tashih ettiği hattın üzerinden gidilmedikçe, sözgelimi ne İmam-ı Âzam Ebu Hanife'nin veya İmam Şafii'nin, ne İmam Eşarî 'nin ya da İmam Maturidî'nin, ne de Muhasibî'nin veya Mekkî b. Ebî Talib'in bir bütünlük veya süreklilik içerisinde anlaşılmak imkânı vardır.
Sadece öncesinin mi? Elbette hayır! Çünkü herşeyden evvel Gazâlî'nin İhya projesini İslâm dünyasının ilmî, siyasî,sosyal ve iktisadî birliği için kendisine dayanak noktası alan Selçuklu ve Osmanlı ulema ve umerasının başarısını kavramak için de İmam Gazâlî'ye müracaat zorunluluğu vardır." (a.g.e., s.20)
"İslâm dünyasının İmam Gazâlî sonrasında metafizik bütünlüğünü yenilemesi veya ilmî sürekliliğini kuvvetlendirip derinleştirmesi bir yana, siyasi ufkunun onu Viyana kapılarına taşıyacak raddeye ulaşması da hiç mübalağa etmeden söylüyorum İmam Gazâlî'nin bu siyasetin merkezine alınması sayesinde gerçekleşmiştir." (a.g.e., s.20)
"İhyâu Ulûm'id-Din İmam Gazâlî'nin başlattığı ve takipçilerinin ikmâl ettiği bir projenin adıydı. Kendisi bu konuda ve bu başlıkla muazzam bir eser kaleme almış; kendisinden sonra eseri hemen hemen İslâm dünyasının her yerinde büyük bir alâka görmüştü. Akâid'in zanniyyâttan, Kelâm'ın haşviyâttan, Tasavvuf'un bâtıniyâttan, Fıkh'ın ihtilâfâttan, hepsinden önemlisi Felsefe'nin yunaniyâttan arındırılmasında İmam Gazâlî'nin ve takipçilerinin rolü, sanırım kimsenin reddedemeyeceği kadar önemlidir." (a.g.e., s.21)
"İmam Gazâlî'nin felsefeyi, hür düşünceyi yıktığına / boğduğuna ilişkin söylencelerin hiçbir bilimsel dayanağı olmaması bir yana, onun, müsebbibi olduğu söylenen gelişmelerin bir kısmı doğru değildir, bir kısmı ise olumsuz değildir. Meselâ, 'şerh-hâşiye' türündeki yazım geleneği, mensubu olduğumuz medeniyetin kendisiyle iftihar edebileceğimiz en önemli ürünlerinden biridir. Gazâlî sonrası İslâm düşüncesi, birçok bakımdan öncesinden ileridir ve gerçekte, asıl bu dönemde büyük düşünce ustaları yetişmiştir." (a.g.e., s.24-25)
"Unutmayınız ki İmam Gazâlî bu halkın sadece beyni değil, aynı zamanda kalbi ve vicdanıdır da. Mütegallibe işte bu nedenle halkın sadece cebini değil, ruhunu da soyuyor." (a.g.e., s.29)
"İmam Gazâlî isminin yıpratılmasının nedenlerini izah etmek uzun sürerse de kendisinin itikaden Eşarî, amelen Şafiî, neseben Fârisî olduğunu hatırlamamız yeterlidir. İmam Gazâlî bir Selçuklu dönemi düşünürüdür ve kendisinden sonraki Sünnî ilahiyatını büyük ölçüde şekillendirdiği, dolayısıyla fikirlerinin Osmanlı dönemini hemen hemen belirlediği muhakkaktır." (a.g.e., s.34)