Hayat; iş, bar-bira, ev, televizyon arasında sıkışıp kalmış donuk bir fotoğraf. Bu donuk kareyi harekete geçirmek için bütün bir yıl çalışıyor, özlemle tatil ipini çekiyorlar. Bir turizm şirketinin düzenlediği tura katılıyorlar. Genellikle güneş-deniz-kum-içki-seks paketini seçiyorlar. Hani ne derler "çılgınca eğleniyorlar". Bana kalırsa bu "eğlence" iş hayatlarında görülen karanlıktan, umutsuzluktan, yalnızlıktan daha koyu, daha zavallı. Tatilde kurtlarını dökme tutkusu öyle boyutlara ulaşmış ki, engel olmasınlar diye yanlarına çocuklarını bile almıyorlar. Okula, kreşe, dadıya, akrabaya, bırakıyorlar. Geçen yaz olanları gazetelerde okuduk. Hani son seksen yılın en sıcak yazıydı. O yaz sadece Fransa'da evinde yalnız yaşayan on beş bin yaşlı Fransız hayatını kaybetti. Görevliler ölen insanların yakınlarını (oğlunu-kızını) tatil yerlerinde bularak vefat haberini verdiklerinde hep aynı cevabı aldılar: "Morga koyun, beklesin. Biz tatil dönüşü cenazeyi teslim alırız." Anladınız değil mi? Tatili kimse bölemez, kimse engelleyemez. Ölüm bile.
Menekşeli Mektup
Mustafa Kutlu
Yayınevi:Dergâh Yayınları
Baskı Yılı:2013
Alıntı Sayfası: 68
ISBN:
Alıntı Yapan: paradoksal
Okunma Sayısı: 1748