ÜYE GİRİŞİ / ÜYE KAYIT
ÜYE GİRİŞİ / ÜYE KAYIT

Muhabbet Peygamberi Hz. Muhammed (SAV)

Ömer Tuğrul İnançer

Yayınevi:Sufi Kitap
Baskı Yılı:2010
Alıntı Sayfası: 83-84
ISBN: 978-975-9161-44-6
Alıntı Yapan: paradoksal
Okunma Sayısı: 2149
Post

Efendimizin uygulamalarını yorumlamaktan çıkan mezhepler, İslâm'ın zaman ve mekânla sınırlı, donmuş bir yapı olmadığının işâretidir. Evet, İslâm, Efendimizin yaşadığı zaman ve mekânda tamamlanmıştır, ama O'nun zamanı ve mekânıyla sınırlı bir din değildir. Dinamik, canlı bir öze sahiptir; her zaman ve mekânın şartları dikkate alınarak yeniden yorumlanabilir. Bu, kat'iyen reform demek değildir. Bir gözlük benzetmesi yaparsak: Görme bozukluğu olan bir kişinin bu bozukluğunu düzelten şey yalnızca göz doktorunun verdiği numaralı cam, yani mercektir. Ama o merceğin gözün önüne oturtulması için gözlük çerçevesi lâzımdır. Bu çerçevenin sapı metal mi olacak, bakalit mi olacak vs. mi? İşte gözlükte değişmeyen numaralı cam (İslâm'ın ana prensipleri) değişebilirler ise çerçeve, yastık, sap, şekil vs. (İslâm'ın uygulama şekilleri)dir.

İslâm'daki ilk telif eser olan "El Muvatta" ile ilgili hâdise bu noktaya dikkat çekiyor. El Muvatta'yı okuyan halîfe çok memnun kalıyor, sayfalarının büyütülerek Kâbe'nin ve Kâbe'ye bakan evlerin duvarlarına asılmasını emrediyor. Kâbe'ye gelen hacılar da bu kitabı okusunlar diye... El Muvatta'nın yazarı İmam Mâlik Hazretleri ise hac dışında Medîne'den dışarı adımını atmayan biridir, hep Medine'de kalıyor, burada yaşıyor. El Muvatta'dan sayfaların halîfenin emriyle Kâbe'nin duvarlarına asıldığını duyunca Medîne'den Mekke'ye gidiyor. Halîfe'ye İmam Mâlik'in geldiğini haber veriyorlar. Halîfe, İmam Mâlik'i ta'zim ederek karşılıyor. İmam Mâlik ise kızgındır, "Bana sormadan kitabımı Kâbe duvarına asmışsınız." diyor. Hâlife hatasını anlayıp şöyle konuşuyor: "Efendim, kusura bakmayın! Ben El Muvatta'yı çok beğendim; insanlar okusun, istifâde etsin diye bunu yaptım." Bunun üzerine İmam Mâlik şu önemli değerlendirmeyi yapar: "El Muvatta'yı Hicaz ahâlisi için yazdım. Halbuki Mağrip'ten, Maşrık'tan, Horasan'dan, Yemen'den, Afrika'dan insanlar da hac için Mekke'ye geliyorlar. Bu kitap Hicaz dışındaki insanlar için uygun değildir."

İmam Mâlik ki, İmam Şâfi'nin hocasıdır. Bu açıdan yaptığı değerlendirme çok önemlidir. Değerlendirmesi, temel bir hakîkatin altını çiziyor. O da şudur: İctihadlar zaman ve mekânın şartlarına göre yapılır. Zaman ve mekânın farklılığı farklı mezhepleri çıkarmıştır. Mezhep namı altındaki siyâsi gruplaşmaları ve Hıristiyanlıktaki mezhepleri İslam'daki mezheplerle karıştırmamak gerekir. İslâm dairesindeki mezhepler esasta birleşirken, teferruatta farklı uygulamalar öngörürler; birbirlerini reddetmez ve İslâm dışı görmezler. "Allah bir, Muhammed Mustafa Aleyhisselam ise Allah'ın kulu ve elçisidir." diyen herkes Müslüman sayılır. Şîâ da dahildir buna; tekfir edilmez, sadece Tashih-i îtikat lâzımdır." denir. Halbuki Hıristiyanlıkta durum böyle değildir. Ortodokslar Katolikleri, Katolikler Ortodoksları her ikisi birden Protestanları, Protestanlar ise Katolikleri Hıristiyan olarak görmezler.

amazon.com.tr'deki Bunuokudunmu dükkanından satın almak için tıklayın.

Yorumlar

Yorum yapabilmek için giriş yapmanız gerekmektedir.