İnsan, Allah'ın isimleri aracılığı ile yakınlık elde ettiği zaman, O'nun isimleriyle olan tanışıklığı, ülfeti kişiyi isimlerin içine yani manasına çekecektir. Böylece "Allah'ın ahlâkı ile ahlâklanınız."(Münâvî, et-Tearif, s.564; Kitabu't-tâc, c.1, s.13) hadisi ve "Allah'ın boyasına boyanınız..." (Bakara, 2/138) âyetinin sırrı ortaya çıkar. Bunların hepsi remzî, sembolik ifadelerdir. Allah'ın ahlâkı ile ahlâklanmak, Allah'ın boyasına boyanmak, Allah'ın ruhunu taşıyor olmak ve "Ben ona bütün isimlerimi yükledim" (Bakara 2/31) sözüne muhatap olmak... Bu yönüyle insan sıradan, toprakta eriyip gidecek bir varlık olmanın çok ötesinde, ulûhiyetin kendisini muhatap aldığı ve karşısına alıp onunla konuştuğu çok yüce bir varlık olmaktadır. Bunu sûfiler, "Elest Bezmi" olarak ifade ederler. Elest Bezmi'nde O'nunla hemhâl olmak, O'nunla dost olabilmek, sohbet edebilmek, "Ben senin Rabbin değil miyim?" sorusunun muhatabı olmak ve "Eyvallah efendim, daha başkası mümkün mü?" diye cevap verebilmek, insanın eşref-i mahluk olduğunu, en seçilmiş varlık olduğunu, yeryüzünde de Allah'ı temsil edebilecek bir mertebeye sahip olduğunu gösteriyor.
Tasavvuf Düşüncesi
Mahmud Erol Kılıç
Yayınevi:Sufi Kitap
Baskı Yılı:2014
Alıntı Sayfası: 13-14
ISBN: 978-605-5215-75-0
Alıntı Yapan: paradoksal
Okunma Sayısı: 1859