ÜYE GİRİŞİ / ÜYE KAYIT
ÜYE GİRİŞİ / ÜYE KAYIT

Tartışmaların Odağındaki Halife Yezid B. Muaviye

Yrd. Doç. Ünal Kılıç

Yayınevi:Kayıhan Yayınları
Baskı Yılı:2001
Alıntı Sayfası: 59 vd
ISBN:
Alıntı Yapan: Hızır Reis
Okunma Sayısı: 2100
Post

Yezid'in Anadolu'ya varıp Kadıköy civarında beklemekte olan orduyla buluşması ve sonrasındaki gelişmelerle ilgili olarak kaynaklarda yer alan bilgiler, Yezid'in olumlu ve övgüye değer bir tavır ortaya koyduğunu  göstermektedir.

        Halid b. Zeyd Ebu Eyyub el-Ensârî’nin bu muhasara esnasındaki konumu,Yezid ile yaptığı konuşmalar, ölüm anı ve cenazesinin defni ile ilgili verilen bilgiler Yezid’in muhasara esnasındaki kişiliğinin daha iyi anlaşılmasına katkı sağlayacak nikeliktedir.

        Yezid’in Ebû Eyyûb el-Ensârî’nin iyi bir muharip olmasından istifade etmekten ziyade ondan manen istifade etmek için onunla sefere çıktığı söylenilmelidir.

        Ebu Eyyûb el-Ensârî, sefer esnasında yolda hastalanır. Muhasaranın başladığı günlerde ise hastalığı iyice artar. Yezid, onun ziyaretine gider ve kendisinden bir isteğinin olup olmadığını sorar. Ebu eyyub el-Ensarı, ölmek üzere iken Yeizd’e şöyle söyler: “Dünyalık namına hiçbir isteğim yoktur. Ancak senden isteğim beni düşman arazisinde ilerleyebildiğin yere kadar götürmendir. Düşman arazisinde daha ilerisine gidemeyeceğin yer neresi ise, beni işte oraya defnet! Çünkü ben Peygamberimizin şöyle buyurduğunu  işittim ‘ Kostantiniyye surları önünde salih bir zat defnolunacaktır.’ İşte ben, Peygamberimizin işaret buyurduğu kimse olmak isterim.”

        Ebu Eyyub el-Ensari, ölünce Yezid, onun bir sahabiye yakışır şekilde defnolunması için tüm hazırlıkların yapılmasını emretti. Ayrıca onun serir üzerinde taşınmasını ve defnolunduğu yere bir de meşhed (türbe) yapılmasını emretti. Cenazesi vasiyetine uyularak İstanbul surlarının hemen dibine defnolundu.

        İslam ordusunun bir tören yaptığını, serir üzerinde bir şey taşıdıklarını gören Bizans meliki, bir adamı vasıtasıyla Müslümanların ne yaptığını öğrenmek için teşebbüse geçti. Müslümanlar, gelen elçiye “Bizim buraya defnettiğimiz şahıs, Peygamberimizin arkadaşlarından bir kişidir. O, bizden, sizin beldenizde bir yere defnedilmeyi istedi. Biz de onun vasiyetini yerine getirmek için onu buraya defnettik.” Dediler.

        Durumu öğrenen Bizans meliki, Yezid’e bir elçi göndererek şöyle söyledi: “Hayret, hayret! Senin gibi saf birisini İstanbul muhasarası gibi önemli bir iş için görevlendiren babanı nasıl oluyor da dâhî diye nitelendiriyorlar? Zîra sen peygamberin arkadaşının cenazesini bizim topraklarımıza defnediyorsun. Sen buradan çıkıp gittikten sonra biz onun cesedini bulunduğu yerden çıkarıp köpeklere atarız.”

        Bunun üzerine Yezid, ona şu cevabı gönderdi: “Ben Peygamberimizin arkadaşının kabrini size emanet ediyorum. Bu sizin için bir nimet olmalıdır. Sen ise bu nimete küfran-ı nimetle mi karşılık vereceksin? Şayet onun kabrinin açıldığını duyacak olursam Arap ülkesinde öldürülmedik bir Hıristiyan, yıkılmadık tek bir kilise bırakmam.” Bu söyler üzerine melik, Yezid’e şöyle bir haber gönderdi: “Baban seni gerçekten çok iyi tanımış. Mesih hakkı için yemin ederim ki, bu kabri bizzat bir yıl boyunca kendi elimle koruyacağım.”

Ebu Eyyub’le ilgili bu rivayet, Yezid’in kişiliği hakkında bir takım olumlu şeylerin söylenilmesini mümkün kılmaktadır:

1-Yezid, Ebu Eyyub ile iyi ilişkiler içerisindedir. Ebu eyyüb’ün vasiyetini ona söylemiş olması ve bu vasiyetin onun tarafından yerine getirilmesini istemesi bunu te’yid etmektedir.

2-Yezid, savaşa rağmen Ebu Eyyüb’ün vasiyetini yerine getirme azmi içerisindedir. Bizanslıların her an taarruz tehlikesinin mevcut olduğu bir ortamda Yezid’in bu kararlılığı göstermesi onun azim ve cesaretinin boyutlarının anlaşılması açısından önemlidir.

3-Yezid’in, Bizans melikinin tehditlerine kulak asmayıp, ona niyetlendiği kötü düşünceyi derhal terk etmesine sebep olacak ikna edici bir tehditle karşılık verdiği görülmektedir.

 

amazon.com.tr'deki Bunuokudunmu dükkanından satın almak için tıklayın.

Yorumlar

Yorum yapabilmek için giriş yapmanız gerekmektedir.