Enver'in Selânik'ten ayrılıp dağa çıkması ile Abdülhamid'in Kanun-ı Esâsi'yi tekrar yürürlüğe koyması, yani ikinci meşrutiyet'in ilânı arasında sadece 41 gün vardı...
Bu 41 gün boyunca dağlarda köy köy dolaşan Enver mutlakiyetin son bulup anayasanın yeniden uygulanması konusunda halka ateşli konuşmalar yapmakta, köylülerin cemiyeti destekleme hususunda söz vermelerini kâfi görmeyip toplu şekilde tahlîf, yani yemin ve cemiyete giriş törenleri düzenlemekteydi ve bütün bunları yaparken cemiyetle temas halinde idi.
Haberleri, mektupları ve gönderilen silahları genç subaylar vasıtası ile almaktaydı. O günlerde cemiyet artık Rumeli Müfettiş-i Umumîsi olduğunu bildiren bir mektup gönderdi ve bu mektubu o sırada Selânik'te demiryolu müfettişi olan genç bir kurmay yüzbaşı, Mustafa Kemal Bey getirdi:
"...Bu eslihayı ve cemiyetin Rumeli Teşkilât-ı Dâhiliye ve Kuvve-i İcrâiye .....Müfettiş-i Umumîliği'ne tâyin olunduğumu müş'ir kâğıdı Erkân-ı Harp Kolağası, o vakit Hat Müfettişi olan Mustafa Kemal Bey getirmişti. Öpüştük. Bir gece beraber kaldıktan sonra avdet etti. Selanik'te her şeyin iyi gitmekte olduğu anlaşılıyordu. Şimdiye kadar ebeveynimden mektup gelmemişti. Gelmesini de istemiyordum, çünkü belki benim oldukça ağır olan bu hareketimi muhabbetlerinin şiddeti sâikasiyle tecvîz etmez ve kendilerini böyle bıraktığımdan dolayı darılırlardı. Fakat, Mustafa Kemal Bey'in getirdiği bir zarfı açınca kalben biraz sıkıldım; çünki bu zarfta ebeveynimden olan mektuplar vardı."