Aşk imamdır bize gönül cemaat
Kıblemiz dost yüzü daimdir salât
Dost yüzün göricek şirk yağmalandı
Anınçün kapıda kaldı şeriat
Gönül secde kılar dost mihrabında
Yüzün yere vurup kılar münacat
Münacat gibi vakt olmaz arada
Kim ola dost ile bu demde halvet
Şeriat eydür sakın şartı bırakma
Şart ol kişiye kim ede hiyanet
Erenler nefesi devletli rumuz
Onunla fitneden olduk selâmet
<<Belî>> kavlin dedik evvelki demde
Henüz bir demdir ol vakt ü bu saat
Derildi beşimiz bir vakte geldi
Beşi bir eyleyip kim kıla taat
Biz kimse dinine hilaf demeziz
Din tamam olıcak doğar muhabbet
Doğruluk bekleyen dost kapısında
Gümansız ol bulur ilâhî devlet
Yunus ol kapıda kemîne kuldur
Ezelden ebede dektir bu izzet
Cemaat (a): Toplananlar, bir araya gelip ibadet edenler / Kıble (a): Namazda yönelinen taraf, başvurulan kapı / Salât: Namaz / Şirk (a): Allah'a ortak koşma / Mihrab (a): Namazda imamın durduğu kıbleye karşı oyuk yer. Mabedlerde kıbleyi gösteren yer / Münacat (a): Yalvarma, dua etme / Halvet (a): Yalnız kalma, tenhaya çekilme / Belî: Evet / Rumuz (a): İşaretler, remizler, anlamı gizli olan şeyler / Fitne (a): Ayartma, hile, imtihan, belâ / Kavl, kavil (a): Söz / Dem (f): Vakit, zaman, nefes / Derilmek: Düzenlenmek / Hilaf (a): Aksi, karşı, karşıt / Muhabbet (a): Sevgi / Güman (f): Şüphe, zan / Kemîne (f): Aciz, en aşağı, değersiz