Penceresiz bir odada, geçmek bilmeyen saatlerin kasveti içinde, "İslam Devrimi" hakkında düşünmeye başladım. Bu devrim "Medine'ye Giden Yol"u takip etmiyordu. Hz. Muhammed, yıllarca Medine'de sürgünde kaldıktan sonra Mekke'ye döndüğünde, "devrimi"ne karşı çıkanların hepsi affetmişti. Buna karşın, Ayetullah Humeyni intikam çılgınlığına kapılmıştı. Hz. Peygamber ve ashabı, bireylerin İslam öncesi dönemdeki eylemlerini görmezden gelmiş ve onları affederek İslam toplumuna kazandırmıştı. Oysa İranlı devrimciler yollarına çıkan herkesi bulma ve yok etmenin peşindeydi. Bu devrimde, Doğu ve Batı'daki devrimler tarihinden bildik bir modeli İslamileştirme dışında bir şey yapmış mıydık? Bu coşkunun açığa çıkmasıyla başarılan neydi? Derin düşünme, tartışma ve değişim arzusu patlamış, despotizm ve diktatörlüğün surlarında gedik açılmıştı. Ancak, hızla eski devrimlerin içine düştüğü hataya düşerek ve hayalî bir devrim karşıtlığı suçu oluşturarak, değişim davasını kuran ve hizmet edenlere dehşet saçma, onları temizleme ve göstermelik duruşmalar yapmaya girişmişti.
Cenneti Arayan Adam - Septik Bir Müslümanın Yolculuğu
Ziyaüddin Serdar (Çev. İbrahim Kapaklıkaya)
Yayınevi:Mahya Yayıncılık
Baskı Yılı:2019
Alıntı Sayfası: 198-199
ISBN: 978-605-5222-62-8
Alıntı Yapan: paradoksal
Okunma Sayısı: 996