Arafat'ta, yoksunluk, horluk, yakarma halinde kendinden geçerek ve terzilerin diktiği elbiselerden soyunarak durulur. Hacıların vakfe yaptığı yer, Arafat diye isimlendirilir. Buradan söz konusu yerin Allah'ı bilen ariflerin durma yeri olduğunu öğrendik. Çünkü Allah şöyle buyurur: 'Allah'tan kulları içinde ancak bilenler korkar.' (Fâtır 35/28). Başka bir âyette ise şöyle der: 'Onların gözlerinin Haktan öğrendikleri şey nedeniyle [Arafat kelimesiyle aynı kökten gelen arafû] dolduğunu görürsün.' (el-Maide 5/83).
Bu bilgi ve yorumun sahibi, iğneden [terzinin diktiği giysilerden kinaye] soyutlanmadığında, öncüller oluşturup birleştirerek teorik düşünce yolundan Allah hakkında bilgi elde etmek için kanıtlar derler ve birleştirir. Bu sayede insan, Rabbi hakkında bir bilgi kazanır. Kanıtlardan Rable ilgili bilginin ortaya çıkması, terzinin parçaları birbirine ekleyerek gömlek ortaya çıkarmasına benzer.İğneden soyutlanmasıyla, insana şöyle denilir: 'Rabbin hakkındaki marifeti ya da Allah hakkındaki bilgiyi, ilahi veya Rabbani tecelliden elde et ve bu durakta ve bugün öncüller oluşturmaya bağlı olan teorik değerlendirme yolunu bir kenara at. Bugün, Rabbin hakkındaki bilgiyi ilahi ihsandan ve el-Vahib'in vereceği rabbanî bağıştan kazan! O, nimetlendirmek için verendir. el_Vahib olan Allah, öncüller oluşturmaya baksan da bakmasan da her durumda kendisi hakkındaki bilgiyi nefsine yerleştirir. Sen de, [O'nun ihsanına iğnenin temsil ettiği teorik kanıtlardan] soyutlanmakla karşılık ver. Sana yakışan da budur. Allah'ı bilmek hakkında teorik öncüller oluşturmaya yönelme. Kazanım, [bilmeyi sağlamak yerine] bilgiyi karartır. Karanlığı ise, sadece basiretli insan görebilir. Çünkü senin öncüllerden oluşturduğun şey ile O'nun zatının hak ettiği arasında herhangi bir ilişki yoktur. Allah [öncüllerle arasında herhangi bir ilişki olamayacak kadar] Yüce ve Büyük'tür.
Bu saygın durakta [ariflerin Arafat'ı] ve önemli-değerli müşahade mertebesinde kendisinden böyle davranması istenilen insan, nasıl olur da Rabbini bilmede kalbini ve gönlünü başkasına bağlamaktan temizlenmesin ve yıkanmasın? Bu sayede Hakkı -kendisi hakkındaki bilgiyle değil- Hak vasıtasıyla bilmekle başkayı görmenin kiri ve pisliği kaybolur. Çünkü O'na O'ndan başka kanıt yoktur!
Çünkü Arafat'tayken marifet, tek bir meful alırken bilgi iki meful alır. Müzdelife'ye -ki orası cem' mertebesidir- gitmek için Arafat'tan ayrıldığında, bu müşahade sahibi için 'iki alemde' başka bir bilgi gerçekleşir. Bu bilginin bilineni Allah'tır. Daha önce Arafat'ta bilinen ise Rab idi. Bugün senin için meydana gelen ilk meful (sonuç, konu) kendini değil Rabbini bilmektir. Artık Hakk'ı Hak vasıtasıyla bilirsin. Vasıtasıyla yıkanıp temizlendiğin Hak, kendisi hakkındaki bu bilgiyi sana verir. Kendisinden 'yıkandığın' şey ise, kendisini elde etmek uğrunda çalışma yönünden Rabbini kendisiyle bilmesi iddiasındaki nefsindir. Bu delil nerede, o delil nerede! Heyhat! Allah'ın izzetine yemin olsun ki, Hakkı -bilebilirsin- O'ndan başka bir şey vasıtasıyla bilemezsin. Anla!
İşte bu, -nasip olursa- Arafat'ta vakfe yapmak için yıkanmanın anlamıdır. Destekleyen ve ilham veren Allah'tır.