Fakirlik boynunu bükmüştü. Üstü başı iyiden iyiye dökülüyordu. Sonbahar ayazı bağrını titretmiş, ayakkabısının altındaki delikten çorapları sırılsıklam olmuştu. Ruhunda bir sıkıntı ile bir camiye vardı. Hem ayağını yıkayıp kurutmak, hem namazını kılmak, belki bir de unutulmuş ayakkabı var ise tedarikine bakmak emelindeydi.
Şadırvana yaklaştığında abdest alan bir yoksula rastladı. Ayakları yoktu...