"(...) Kýsacasý Osmanlýlarýn esas günahý bize miras olarak zengin bir ekonomi býrakmamýþ olmalarý idi. Saf bir þekilde "bu camileri yapacaklarýna, bize birkaç fabrika býraksalardý çok daha iyi olurdu" diyen pek çok muteber zevata rastladýðýmý hatýrlýyorum. Bugün de ayný temenniyi ifade edenler var mýdýr, bilmiyorum. Bu safdilâne temennilerin, miras kalan koskoca bir vatanla, bir mitosa raðmen, hayat dolu bir millî varlýðý tarihin cehennemî fýrýnýndan salimen çýkararak 20. yüzyýla teslim edenin de neticede Osmanlý sistemi olduðunu hiç hatýrlamamasýndaki körlük çok açýktý. (...)"

amazon.com.tr'deki Bunuokudunmu dükkanýndan satýn almak için týklayýn.

Osmanlýlar, Batý ile Doðu arasýndaki enterseküler trendi deðiþtirmek için insan-üstü gayretleri ile bizleri ve herkesi hayrete düþüren bir performans gösterdiler. Ama bu trendi deðiþtirmeyi baþaramadýlar. Bir kýta ile bir devletin baþa çýkmasý kolay olmasa gerek. Kýtanýn nüfus, teknoloji, iletiþim, kaynaklarýn büyüklüðü, verimliliði ve hepsinden ...

“(…) Nüfus artýþý, kýta-içi kolonizasyon, Rönesans, Reform, denizaþýrý hareketlenme ve büyük coðrafî keþiflerle kendi kabuðunu çatlatarak dünyaya hâkim olma yoluna koyulmuþ Avrupa, Hristiyan Avrupa, kendi ana kýtasýnda, rakip dinin bayraðý ile gelip yerleþen Asyalý bir soyun hâkimiyetini tanýmak zorunda kalmýþtýr. Buna engel olmak ve Türkleri ký ...

"Osmanlý fetihlerinin ne demek olduðunu bir tek tarihî olgu yeterince açýklamaya yeter sanýyorum: Osmanlýlar Rumeli'ye ayak basýncaya kadar, Doðu Akdeniz'in esir pazarý Venedik'in elinde bulunan Girit adasý idi. Bu pazara esir, yine Venedikli ve diðer Latin þehir devletlerinin hakimiyeti altýndaki Rumeli'den akýyordu. Kendi tebaasýný ve dindaþýn ...