Fikriyat Yayınevine ait Alıntılar

Hadiseyi tam anlayabilmek için tekrar İbnü'l-Arabî'nin perspektifine dönmek gerekir: Hz. Mûsâ gerçekte Hızır'ın gösterdiğinden daha değersiz veya aşağı bir şey söylemiş, bu nedenle yolculuk sona ermiş değildir. Hz. Musa Hızır'a göre daha geniş ve daha gerçek bir ihtimalden (vüs'at) söz etmiş, Hızır ise aralarındaki 'vecih' farkını görmüş, bunun ...

Vahdet-i vücûdun söz konusu ilkelerinden birincisi, farklı anlatım tarzları olsa bile, "Salt varlık veya mutlak varlık Hak'tır." anlamındaki bir önermedir. Bu cümle anlaşılmaksızın vahdet-i vücûddan söz etmek mümkün olmadığı gibi gerçekte bu cümlenin anlaşılması ise varlık hakkında metafizikçi düşünürlerin yaptıkları tartışmaları dikkate almaya ...

Allah el-Hak olunca ve Hak el-Vücûd kabul edilince sûfi metafizikçiler dini düşünceyi bu ilkeye dayandırmışlardır. Onlara göre Hak varlığın ta kendisidir. Hakk'ı herhangi bir şekilde yok sayarak düşünmek mümkün olmadığına göre zihinde O'nun bulunup bulunmamasıyla ilgili mesele gerçekte bir sorun değil, sadece insanın bir yanılsamasından ibaretti ...

İslâm'ın tevhid ilkesini ve bu uğurda verdiği mücadeleyi, "ölü lafızların" hayat bulması şeklinde anlatmamız mümkündür. Başka bir anlatımla Allah inancı vardı; O'nu ve O'na olan inancı anlatmak için çeşitli kelimeler, lafızlar kullanılıyordu. Fakat lafız artık taşıyıcılığını kaybetmiş, mana gitmişti. İslâm, manasını yitirmiş veya tahrif olmuş ke ...

İnsanların arasındaki muamele şu dört davranıştan ibarettir: Bir kısmı kendilerine ihsan edene ihsanda bulunurlar. Bu ahlâk birbirlerine boyunlarını sürten eşeklerin ahlâkıdır. Bir kısmı da kendisine kötülük edene kötülük eder. Bu ahlâk köpekler ve yırtıcı hayvanların huyudur. Başka bir kısmı ise kendisine ihsanda bulunana kötülük eder. Bu da yı ...