"Çok iyi molla, dini çok iyi biliyor," denilen insanın yanına gidin, bildiği şey Arapçadır. Bir kelimenin "esre" mi "ötre" mi okunacağı hakkında bilgi veren kimselerdir. "Kur'ân'ı çok iyi biliyor, " dediklerinizin çoğu ses sanatkârlarıdır. Sesi ve kıraati çok düzgün insanlar, çok güzel Kur'ân seslendirmektedir. Onlara hepimizin ihtiyacı var. Ama şunu bilin ki Bilal-i Habeşî Kur'an-ı Kerim okuduğu zaman, ezan okuduğu zaman, tecvid kuralları açısından hata ediyordu. Hz. Peygamber'e gelip şikayet etti sahabe. Dediler ki:
"Bilal'in ezanı olmuyor. Bilal, Habeşli. 'Şın' harfi habeşçede olmadığı için, Bilal 'şın'ı söyleyemiyor. Ezan okunduğu zaman 'Eshedü' diyor, 'Eşhedü' diyemiyor. 'Eshedü' bir başka anlamda olduğundan ezan olmuyor, namazımız fâsid oluyor."
Böyle düz mantık kullandılar. Sûfi mantık kullandığına inandığımız Peygamber Efendimiz diyor ki onlara cevaben:
"Öyle mi? Bilal öyle bir ruhla okuyor ki o ezanı, Bilal'in 'sin'i Allah katında 'şın'dır."
Demek ki burada niyet çok önemli...