Latincede cultus yahut cultura, toprağın sürülüp işlenmesi, ürün vermeğe hazır hâle getirilmesi demektir. Anlam genişlemesiyle cultura toplum varlığı olarak kişinin, toplumsal -eğitim, öğrenim, öğretim- yoldan kendisi ile toplum çevresini öğrenip anlaması, doğal ortamını da işleyip yaşanabilir duruma sokması biçiminde anlaşılmıştır. Toplum varlığı kişi, kendini öncelikle dünyaya geldiği toplum ile onu çevreleyen doğa şartlarına uydurmağa, uyarlamağa uğraşmıştır. Bunun mümkün görülmediği nadir tarihî anlarda, çoğunlukla, bunalım dönemlerinde, kişiler, güçleri yettiğince toplumsal ve doğal ortamlarını değiştirmeğe girişmişlerdir. Demekki insan, iki dünyalı bir varlıktır. Bu dünyalardan birini hammadde yahut malzeme durumunda karşısında buluverirken; öbürünü, karşılaştığı malzemeyi işlemek sûretiyle imâl ve inşâ eder. Malzemenin işlenme doğrultusu baştan kesinlikle belli değildir. Bunu kişi, ihtiyâçları yönünde dehâsının ortaya koyduğu reçeteler(İng recipe) ile şablonlara (İng template)uygun tarzda becerir(İng to perform), başarır.
Esere İlişkin Diğer Alıntılar
Çağdaş İngiliz-Yahudi Küresel Medeniyeti
Şaban Teoman Duralı
"İsrailliliğin bilinci olumlu olmaktan ziyâde olumsuzdur", diyor Edward Said. "Aslında, İsraillilik, Yahudi olmak demektir. Ne var ki imkânsız değilse bile, Yahudi olmağı açıklamak olağanüstü müşkil bir iş olsa gerek; zirâ olumsuzluklardan ibârettir: Arap değilsiniz, Müslüman değilsiniz, yabancı (İbr goyiş) değilsiniz, kısacası 'değiloğludeğilsi ...
Çağdaş İngiliz-Yahudi Küresel Medeniyeti
Şaban Teoman Duralı
'Yeniçağ dindışı Batı Avrupa medeniyeti'nin merkez kültürü, Fransızlarınkidir. Mezkûr medeniyetin felsefîleşmesi öncelikle Fransız filosof-bilimadamı Rene Descartes'ın işidir. Bu noktadan itibâren Fransa, kültür öncülüğünü İngiltereye kaptırmıştır. Descartes'ten sonraysa, Fransadan artık, sistem kurucu filosof-bilimadamı çıkmamıştır. Nıhâyet, Ye ...