"Elhamdülillah", ikram hazinelerinin anahtarı, ihsan ve nimetleri arttırıcıdır. Elhamdülillah, gönüllere girmenin vasıtası, Rahmân'ın hoşnutluğunun vesilesidir. Nitekim Hz. Peygamber (a.s.) bir nimete nâil olsalar "İyilikleri yayan nimetinden dolayı Allah'a hamdolsun" buyururlardı. Şayet bir elem ve mihnet göreseler "Her hâlükârda Allah'a hamdolsun" derlerdi ki sıkıntıda ve ferahlıkta daima Allah'a hamdederlerdi. İlâhî dergâha kabul edilenlerin hâli de böyledir. Bu sebeple Hz. Peygamber (a.s.) "Kıyamet gününde cennete ilk davet edilen kimseler sıkıntıda ve ferahlıkta Allah'a hamdedenlerdir." buyurmuşlardır. Her bir işe başlarken önce Allah'a hamdetmek lâzımdır. Böylelikle o iş eksik ve neticesiz kalmaz. Hz. Peygamber (a.s.) şöyle buyurur: "Elhamdülillah demeden başlanılan her iş eksiktir." (Hadisi Ebû Dâvûd ve İbn Mâce rivayet etmiştir) Başka bir rivayet şöyledir: "Elhamdülillah demeden başlanılan her söz kesiktir." Hz. Peygamber her ne zaman ki bir bela ile karşılaşsalar "Belalalardan beni âfiyette kılan ve beni yarattıklarının en üstünü yapan Allah'a hamdolsun" derlerdi. Aynaya baksalar "Ahlâkımı ve sûretimi en güzel şekilde yaratan Allah'a hamdolsun" buyururlardı.
Hâsılı Allah Teâlâ'ya en sevimli gelen söz "elhamdülillah" sözüdür. Nitekim Hz. Peygamber (a.s.): "Allah'a en sevimli gelen söz Sübhanallah ve Elhamdülillah'dır" buyurmuşlardır.