Bilinmelidir ki 'Ancak senden yardım isteriz' ayeti 'Ancak sana ibadet ederiz' ayetiyle aynı anlama işaret etmez. Birincisi kul katında ibadete layık olduğu sabit bir emre işaret eder. Bu emir kulun bilgisine, müşahedesine veya itikadına göre maksat ve kıblesinin son noktası haline gelmiştir. Bu itikat kulun zanlarının ve hayallerinin unsurlarından meydana gelir. Daha önce buna işaret etmiştik. "Ancak senden yardım isteriz" ayeti ise sadece mabud olması açısından mutlak Mabuda taalluk etmez. Aksine âbidin tek başına yapamayacağı bir işte kendisinden yardım talep ettiğinde ona yardım etme salahiyetine sahip olması yönünden mabuda taalluk eder. O halde kulun yardım dilemesinde bir çeşit kudret iddiası bulunmaktadır. Bu iddia ise kulun ibadetteki halini tarif edip, mabudun mertebesini ve ona karşı davranışını bildiğini belirtir bir surettedir. Bunun yanı sıra kul bu talebiyle bağımsız bir varlık olmadığını da gizlice itiraf eder. Kul adeta şöyle der: "Kendimde ihtiyaçlarımı karşılamak için bir kuvvet görüyorum, fakat bunun amacımın gerçekleşmesinde yeterli olduğuna kesin ve kararlı olarak inanamıyorum. Rabbim! Bende sana ait olarak bulunan şeye ve benim gücüme yardım etmen lazım. Senin yardımın bendeki kuvvet ile birleştiğinde maksada ulaşmayı ve ibadeti hakkıyla yerine getirmeyi umarım. Bana bahşetmiş olduğun kuvvetten dolayı sana şükrederim. Bu kuvveti herhangi bir talebim olmaksızın başlangıçta buldum ve bu kuvvet ile senden yardım dileme gücü elde ettim. Seni birleyip hakkında tereddüt etmeyerek ve başkasına yönelmeden senin hakkını yerine getirmeyi ümit ettim." İşte bu, kulun mertebesinin lisanıdır.
Fatiha Suresi Tefsiri
Sadreddin Konevî (Çev. Ekrem Demirli)
Yayınevi:Kapı Yayınları
Baskı Yılı:2014
Alıntı Sayfası: 360-361
ISBN: 978-605-5107-89-5
Alıntı Yapan: paradoksal
Okunma Sayısı: 1785