Riyakâr bir derviş bir gün padişahın ziyafetinde bulundu. Hakkındaki iyi düşünceleri artsın diye alışkanlığından çok daha az yemek yedi, namaza kalkınca da her zamankinden fazla namaz kıldı.
Korkarım sen Kâbe'ye ulaşamazsın, çünkü tuttuğun yol doğruca Türkistan'a gidiyor.
Eve gelir gelmez yemek istedi. Kurnaz bir oğlu vardı. "Babacığım, sultanın ziyafetinde bir şey yemedin mi?" diye sordu. Derviş, "Yedim," dedi, "fakat az yedim ki işe yarasın," Oğlu da, "Öyleyse namazını da kaza et de işe yarasın," dedi.
Ey hünerlerini herkese gösterip ayıplarını gizleyen riyakâr! Görüleni de görülmeyeni de bilen Allah'tan bu geçmez akçe ile ne alabilirsin?