İbnü'l-Arabî'nin insanın kendini tanımasındaki iki merhaleden söz ettiğini görmekteyiz: İnsanın kendini dolaylı tanıması ve insanın kendini doğrudan tanıması. Bunu insanın kendisi hakkında eksik bir bilgi edinmesi ve tam bir bilgi edinmesi olarak da ifade edebiliriz. İnsan çevresindeki nesnelerle ilişkisinde kendini dolaylı olarak tanır ve bu tanıma ikincil düzeydeki bir tanımadır. Buna mukabil insan hemcinsleriyle ilişkisinde kendini doğrudan tanır. Bunu da iki merhalede ele almak mümkündür: Birinci aşamada cinsiyet ayrımının bir önemi görünmemektedir. İbnü'l-Arabî bu tanıma sürecini "Mümin müminin aynasıdır" anlamındaki bir hadisle izah eder. Yani her insan, başka bir insanın kendini tanımasında yardımcı ve vasıtadır. Çünkü ahlakın temel ilkeleri, ancak insanla ilişkide tam olarak ortaya çıkabilir. Mesela diğerkâmlığı ancak bir insanla ilişkide tam olarak tecrübe edebiliriz. Veya sabır, merhamet duygusu, bağışlama vs. gibi ahlâkın temel ilkelerini ancak bir insanla ilişkide tecrübe etmek mümkündür. Ancak ikinci aşamada cinsiyet ayrımı ortaya çıkar ve erkek kendini bir kadın vasıtasıyla ve kadın kendini bir erkek vasıtasıyla tanır. İbnü'l Arabî Füsûsu'l-Hikem'in son bölümünü teşkil eden Muhammed fassında bu meseleyi ele alır.
İbnü'l Arabî Metafiziği
Ekrem Demirli
Yayınevi:Sufi Kitap
Baskı Yılı:2013
Alıntı Sayfası: 279-280
ISBN: 978-605-5215-25-5
Alıntı Yapan: paradoksal
Okunma Sayısı: 1836