Olayların bugünkü durumunda Doğu-Batı karşıtlığının, Doğu'nun derin düşünmeyi eylemden üstün tutmasından, buna karşılık modern Batı'nın da eylemin derin düşünmeye olan üstünlüğünü kabul etmesinden ibaret olduğunu söyleyebiliriz. Daha önce basitçe karşıtlık ya da bütünleyicilikten söz ederkenki durumda olduğu gibi, artık burada birbiriyle karşı karşıya bulunan iki terim arasında bir insicam ilişkisi söz konusu olmadığı gibi, değişik görüş açıları da söz konusu değildir. Bu görüş açılarından her biri varoluş sebebine sahip olabilir ve en azından herhangi bir nisbî gerçeğin ifadesi olarak kabul edilebilir. Kendi tabiatı gereği bağımlılık ilişkisi tersine çevrilemediğinden, iki kavram gerçekten birbirinin karşıtıdır; dolayısıyla biri diğerini dışta bırakır; öyle ki bağımlılığın olduğu kabul edilir edilmez, ister istemez biri gerçek, diğeri sahte olur. Sorunun temeline inmeden önce şunu da belirtelim: Doğu'da devam eden ruh, yukarıda söylediğimiz gibi, her çağda var olan bir ruhtur. Oysa öteki düşünce, ancak çok yakın bir dönemde ortaya çıkmıştır ki, bu durum bu düşüncenin, bütün değerlendirmelerin dışında, anormal bir şey olduğunu düşünmeye yol açar. Bu izlenim, Modern Batı düşüncesinin kendine özgü eğilimi izlerken içine düştüğü abartmayla da teyit edilmiştir; her fırsatta eylemin üstünlüğünü açıklamakla yetinmeyen Batı, eylemi tek kaygı yapacak ve gerçek mahiyetini bilmediği ya da bilmezlikten geldiği düşüncenin bütün değerlerini inkâr edecek bir noktaya ulaşmıştır. Tam tersine, Doğu öğretileriyse, bir yandan düşüncenin eyleme göre üstünlüğünüve hatta aşkınlığını mümkün olduğu kadar açık bir biçimde kabul ederken, öte yandan da eyleme layık olduğu yeri vermişler ve insanî olaylar dizisindeki büyük önemini seve seve tanımışlardır.
Modern Dünyanın Bunalımı
René Guénon (Çev. Mahmut Kanık)
Yayınevi:İnsan Yayınları
Baskı Yılı:2016
Alıntı Sayfası: 81-82
ISBN: 978-975-574-801-6
Alıntı Yapan: paradoksal
Okunma Sayısı: 1719