Batı toplumlarında İslâm'ın daha görünür hale gelmesi, geç modernitenin izah etmekte zorlandığı bir sorundur. Seküler bir geleceğe doğru ilerleyeceği varsayılan modern toplumlarda dinî, geleneksel ve kollektif değerleri savunan, mahremiyeti önemseyen, bireyciliği sorgulayan, tüketim kültürünü eleştiren bir sosyal olgunun varlığı, klasik modernle ...
İnsan Yayınları Yayınevine ait Alıntılar
Nakşibendîlik
Hamid Algar /Çevirenler: Cüneyd Köksal, Ethem Cebecioğlu, İsmail Taşpınar, Kemal Kahraman, Nebi Mehdiyev, Nurullah Koltaş, Zeynep Özbek
"(...) Câmî, kendi Nakşibendîlik algısına bir boyut daha kattı. Bu boyut, İbn Arabî'nin öğretileri ve eserlerine azimle ve büyük bir hararetle bağlı olmasıydı. (...), aynı zamanda kendi manevî hayatının iki önemli mercii arasında açık bir benzerliğin bulunduğunu farketti: "Zikrin sessiz bir şekilde icrası, büyük üstâd Muhyiddin İbn Arabî de dahi ...
Ben, Öteki ve Ötesi
İbrahim Kalın
Bu noktada Cemil Meriç de kültür kelimesine eleştirel yaklaşır ve Osmanlı-Türk tarihinde bir karşılığının olmadığını söyler. Kültürü “katı ve fakir” bulur; onun karşısına medeniyeti değil, “irfan”ı koyar. İrfan; kültürü de, medeniyeti de, dünya görüşünü de içeren bir anlam zenginliğine sahiptir. Meriç’in irfan tanımı, insan ile varlık arasındaki ...
Ben, Öteki ve Ötesi
İbrahim Kalın
Loti, Avrupa’nın seküler modernleşmesine eleştirel bir gözle bakan ve en müşahhas halini Doğu’da gördüğü büyünün bozulmasından rahatsız olan bir hümanistti. Avrupa’nın materyalist kalkınma biçimlerine ve Osmanlı’ya yönelik emperyalist politikalarına karşı çıkıyordu. Bu yüzden, Türklerin modernleşmek adına Avrupa’yı taklit etmesini de eleştirdi. ...
Ben, Öteki ve Ötesi
İbrahim Kalın
Lamartine, Türkleri “hoşgörü sahibi tek halk” olarak görür. Doğu despotüzmi tezini reddeder. Bazı noktalarda Türklerin Avrupalılardan daha üstün olduğunu söyler. 6 Temmuz 1850’de huzuruna çıktığı Sultan Abdulmecid’i “soylu, gururlu, ciddi, duyarlı... kendi arzularını dayatmaktan çok kendisini sevdirmek isteyen” bir kişi olarak tasvir eder. Sulta ...
Varolmanın Boyutları /Tasavvuf ve Vahdetü'l-Vücûd Üstüne Yazılar
William Chittick (derleyen ve çeviren: Turan Koç)
"(...) Allah'ın Zâtı Sınırsızlığı gerektirdiğinden; O, sınırlı varlıklar olan bizden, kendisini bu şekilde bilmemizi isteyemez. Aksine O, bize kendi sınırlılığımız bağlamında hitap eder. Dahası, gerçi her insan biricik bir varoluş ve bilgi imkânını temsil etse de, çeşitli insan tipleri bulunmaktadır; ve Allah vahiyde bunları göz önünde bulundurm ...
Modern Dünyanın Bunalımı
René Guénon (Çev. Mahmut Kanık)
İşte modern çağın en çok göze çarpan özelliği de budur: Ardı arkası kesilmeyen bir telâş, sürekli değişim ve bizzat olayların kendisiyle sürüklendiği, durmadan artan hız gereksinimleri... Bu, çokluk içinde dağılmadır. Öyle bir çokluk ki, artık hiçbir üstün/aşkın ilke bilinciyle birleşemez. Ayrıca bu, bilimsel kavramlarda olduğu gibi, günlük haya ...
Modern Dünyanın Bunalımı
René Guénon (Çev. Mahmut Kanık)
Olayların bugünkü durumunda Doğu-Batı karşıtlığının, Doğu'nun derin düşünmeyi eylemden üstün tutmasından, buna karşılık modern Batı'nın da eylemin derin düşünmeye olan üstünlüğünü kabul etmesinden ibaret olduğunu söyleyebiliriz. Daha önce basitçe karşıtlık ya da bütünleyicilikten söz ederkenki durumda olduğu gibi, artık burada birbiriyle karşı k ...
Gülşen-i Hakikat
Seyyid Hüseyin Nasr (Çev. Nurullah Koltaş)
Varlıktan bahsetmek, hakikatten bahsetmektir. Eğer Allah el-Hakk yani Mutlak Hakîkat ve Mutlak Gerçeklik ya da Mutlak Varlık ise -bu durumda hem Varlık-Ötesini hem de Varlığı kapsadığı söylenebilir- ve aynı zamanda el-Ehad yani Bir/Tek ise, iki bağımsız gerçeklik var olamaz. Bu, nihaî olarak temel düzende düalizmi ve hem Allah'ın birliğinin hem ...
Gülşen-i Hakikat
Seyyid Hüseyin Nasr (Çev. Nurullah Koltaş)
Kur'ân'da şöyle buyrulur: "Hani Mûsâ, ailesine şöyle demişti: 'Gerçekten bir ateş gördüm, (gidip) size oradan bir haber getireceğim yahut bir kor getireceğim, umarım ki ısınırsınız!'" (Neml, 27/7). Bu ayette dile getirilen ateşin haberini getirmek, bir kor görmek ve ateşle ısınmak (ayrıca yanmak olarak da çevrilebilir) ifadeleri, burada ateşle s ...
Ben, Öteki ve Ötesi
İbrahim Kalın
Müslüman toplumların modernleşme tarihi, Avrupa kolonyalizminin tarihiyle eş-zamanlı bir nitelik arz eder. 19 ve 20. yüzyıllarda uzun süre işgal altında yaşayan Müslüman toplumlar, son iki asırdır Batı medeniyetine haklı olarak bir 'öteki' olarak bakıyor. Buradaki 'öteki', bizim dışımızdaki ya da uzağımızdaki bir toplum ya da kültürü değil, 'ben ...
Hikmet Yazıları
Filibeli Ahmed Hilmi (Haz. Ahmet Koçak)
Tasavvuf belli başlı iki mezhebe ayrılır: Bunun birisi kıdem-i evvelde müşâhede-i hak yani "müessirden ensere intikal" usûlüdür ki, bu mezhebin müvverici "Seyyid Hasan Ali eş-Şâzili" addolunur. Maamâfih bu mezhebi Şeyh-i Ekber Muhyiddin-i Arabî'nin iltizam ettiği muhakkaktır. Filvâki zamanımızda "Şâziliye" ve "Melâmiye" tarikatlarinde câri olan ...
Hayret Perdesini Temâşâ
Haz. Serdar Arslan
Bir Ruh Macerası Vuslata Erdi
Gökhan Özcan
Sanki her renkten nilüferin suyun üstüne çıkıp en güzel çiçeğini açtığı gündü. Böyle düşündüm Ayşe Hanım'ın cenazesinde. Öyle çok birbirine benzemez vardı ki orada, Ayşe Hanım'a bakan yüzleriyle benzeşiverdiler. Dilinden düşürmediği 'tevhid'e neredeyse d ...
İslam ve İlim - İslam Medeniyetinde Aklî İlimlerin Tarihi ve Esasları
Seyyid Hüseyin Nasr (Türkçesi: İlhan Kutluer)
Geçen birkaç yüzyıldır ve özellikle 19. yüzyıldan bu yana modern bilimin analitik yaklaşımı tabiî düzen içindeki birlik ve karşılıklı ilişki fikrini neredeyse tamamen söndürmüştür; bilim bu birliğe daha inceltilmiş niceliksel bilgi uğruna sırtını dönmüş durumdadır. Sonuç olarak, bütüncül bir bakışla inkâr edilmez bir organik birliğe sahip çeşitl ...
Hikmet Yazıları
Filibeli Ahmed Hilmi (Haz. Ahmet Koçak)
Usûl ilmi, tasfiye-i bâtınî yani mehâsin-i ahlâkiyeyi behemahal kâfil değildir. Vâkıan ilim, sahibini birçok kabâyıh ve fezâyıhtan kurtarır. Zira redâet-i ahlâkiyenin çoğu cehlden ileri gelir. Lakin bilmek ile yapmak arasındaki fark büyüktür. Bu sebebe mebni usûl ilmi ile " ma'rifetullah"ın mukaddemâtı ve hele sûreti her vakit kâbil-i tahsil ise ...
Varolmanın Boyutları
William Chittick (Derleyen ve Çeviren: Turan Koç)
İlâhî niteliklerin bir nefiste uygun ve hoş olmayan bir tarzda nasıl geliştiğini göstermek için şu örnek yeterlidir. Kur'ân'a göre, Allah "Cebbar, Mütekebbir"dir (59:23), bu iki isim "Cemal İsimleri"nin aksine "Celal İsimleri" kategorisine girer. İnsanı mükemmelleşmeye götüren "Doğru Yolu" (es-sırâtu'l-müstakîm) takip etmekle, fert bu "ceberut" ...
Hayret Perdesini Temâşâ - Ayşe Şasa Kitabı
Hazırlayan: Serdar Arslan
Tekkeye gidip gelen Fatih adlı genç bir delikanlının delâletiyle âsitaneden içeri adımını atıyor. Elbette şeyh efendinin huzuruna çıkılacak. Merhum Sefer Efendi şöyle bir bakıyor ve "Siz daha önce bir yere intisab etmişsiniz" diyor yavaşça. Ayşe Hanım, Esat Coşan Hoca'nın zikir telkinini kendi ölçülerine göre intisab saymadığı için yok diyor, am ...
Hayret Perdesini Temâşâ - Ayşe Şasa Kitabı
Hazırlayan: Serdar Arslan
Yıl 1980. Şerif Mardin'in bakması ve karıştırması için verdiği kitap katalogları arasında hiç tanımadığı bir isim ve onun tanımadığı bir eserinin İngilizce tercümesi hep dikkatini çekiyormuş. Adeta bir saplantı. Sanki yıllardır aradığı büyük hazinelerden birinin şifresi yahut çileden çıkarıcı hastalıklarının şifa kaynağı o zatta ve o kitapta im ...
İbn Arabî Geleneği ve Dâvûd el- Kayserî
Hazırlayan: Turan Koç
Keşf, dünyevî olgu ve olaylarla da uhrevî olaylarla da ilgili olabilir. Bununla birlikte, "sülûk ehli, himmetlerini dünyevi iş ve ilişkilere yöneltmediklerinden, keşfin bu türüne pek iltifat etmezler; hatta sâliklerden birçoğu uhrevî durumlara ilişkin keşfe bile pek önem vermezler. Bunlar, Allah'ta yok olmayı ve O'nunla bâkî kalmayı en son amaç ...
Hikmet Yazıları
Filibeli Ahmed Hilmi (Haz. Ahmet Koçak)
Ekâmil-i pîrân-ı halvetiyeden bir zât-ı âlînin sohbetiyle müşerref olduğum ve henüz hâlet-i ibtidâiyyede bulunduğum bir zamanda idi ki bir gün huzuruna dahil olmuştum. Fakîr, Şeyh Hazretleri'nin pek sevgilisi idiysem de esmâ ve merâtib cihetiyle hiçbir terfi gösteremediğimden, "tarîkat ve sülûk" itibariyle binlerce bâliğ olan ceyş-i müridânın dü ...
Tabiat Düzeni ve Din
Seyyid Hüseyin Nasr
Geçen birkaç yüzyıl içindeki modern dünya tarihinin ayırdedici özelliği insan tasvirinin tedrici olarak bozulması, çirkinleştirilmesiydi. Yunan Platoncuları arasında içinde ilahi nous'u taşıyan anthropos olarak algılanan insan Hristiyanlıkta Tanrının mührünü taşıyan ve ruhanî gerçekliği içerisinde imago Dei olan teomorfik bir varlık olarak tasvi ...