Tasavvuf belli başlı iki mezhebe ayrılır: Bunun birisi kıdem-i evvelde müşâhede-i hak yani "müessirden ensere intikal" usûlüdür ki, bu mezhebin müvverici "Seyyid Hasan Ali eş-Şâzili" addolunur. Maamâfih bu mezhebi Şeyh-i Ekber Muhyiddin-i Arabî'nin iltizam ettiği muhakkaktır. Filvâki zamanımızda "Şâziliye" ve "Melâmiye" tarikatlarinde câri olan usûl bu olduğu gibi "Nâzenin" tarikatinde dahi bir itibarla yine bu usûl câridir.
İkinci mezheb "kıdem-i evvelde ma'rifet-i nefs ile ba'dehû müşahede-i Hak" yani "eserden müessire intikal" usûlüdür. Bu mezhebin müctehidi "İmam Gazâlî" olup eser mutasavvıfîn ve ashâb-ı turuk bunu ihtiyar etmişlerdir. Bu izahâttan anlaşılacağına göre, birinci mezheb "mâ-fevka't-tabiiye" ve efkâr-ı bedîhiye"yi ele alıyor. Buna felsefe-i garbiyede: (Methode Metaphysique) nâmı verilebilir. İkinci mezheb ise "ahvâl-ı rûh, tecrübe ve tetebbû" cihetini ele alıyor. Bunu da (M. Psychologique) nâmı verilir.
Birinci usûl, câzibedar ve süratlidir. Ma'rifeti tahsil için ikinci usûlden daha kolaydır. Lakin ikinci usûl kadar metin ve müfîd değildir. Bâhusus ki dar havsalalı adamları melâmete ve cezbeye sevk eder. Her vakit nezâhet-i ahlâkiyeyi tekeffül edemez.
Birinci usûl ile tedkîk, ahvâl-i nefsiye tahkîk-i merâtib ve menâzilât dahi zordur. Bilhassa işin içine biraz da hayalât karışırsa.
Ma'rifet-i nefs ile işe başlayanlar "men 'arafe nefsehû fekad 'arafe rabbehû" kelâmını esas ittihaz etmişlerdir. Evvela nefs-i insâniyi ve sonra insanı muhît alan eşys ve akvânı ve ba'de maâd-ı kül olan Cenâb-ı Mennân'ı bilmeye çalışıyorlar. Onlara göre hakîkat-ı zâtiye daire-i idrâkin hâricinde olup hakikat-i sıfâtiye ise "ene 'ınde zanni abdi" müeddâsıyla başlamakta ve seyr ve müşâhade ve tenvîr-i idrâk ile mertebe-i kemâli bulmaktadır.