Usûl ilmi, tasfiye-i bâtınî yani mehâsin-i ahlâkiyeyi behemahal kâfil değildir. Vâkıan ilim, sahibini birçok kabâyıh ve fezâyıhtan kurtarır. Zira redâet-i ahlâkiyenin çoğu cehlden ileri gelir. Lakin bilmek ile yapmak arasındaki fark büyüktür. Bu sebebe mebni usûl ilmi ile " ma'rifetullah"ın mukaddemâtı ve hele sûreti her vakit kâbil-i tahsil ise de erbâb-ı safâ ve tasavvufa mahsus "ilm-i gâyât"a vüsul çok kere mümkün olamaz. Yalnız tasfiye-i bâtın ise ma'rifet-i kâmileye kâfil değildir. Usûl-i işrâkî ve seyr-i sülûk ile tahsîl-i ma'rifet eden bir adam, ulûm ve muhâkeme ile müzeyyen olamazsa vâsıl olduğu merâtib ve menâzilâtı zevken bilir. Fakat marifeti ifhâm ve tarif cihetiyle noksandır. Demek ki neyl-i ma'rifet-i kâmile için her iki usûlün merc ve istiğmalı lazımdır ki kemâlîn-i evliyaullahın tavsiye ettiği sûrette budur. Bunun tafsîli ahlâk ve seyr-i sülûk bahsinde gelecektir. Bu suallerle beraber "seyahat", "hizmet" vesâire gibi teferruat dahi varsa da bunların bugün ehemmiyeti ikinci derecededir.
Esere İlişkin Diğer Alıntılar
Hikmet Yazıları
Filibeli Ahmed Hilmi (Haz. Ahmet Koçak)
Ekâmil-i pîrân-ı halvetiyeden bir zât-ı âlînin sohbetiyle müşerref olduğum ve henüz hâlet-i ibtidâiyyede bulunduğum bir zamanda idi ki bir gün huzuruna dahil olmuştum. Fakîr, Şeyh Hazretleri'nin pek sevgilisi idiysem de esmâ ve merâtib cihetiyle hiçbir terfi gösteremediğimden, "tarîkat ve sülûk" itibariyle binlerce bâliğ olan ceyş-i müridânın dü ...
Hikmet Yazıları
Filibeli Ahmed Hilmi (Haz. Ahmet Koçak)
Tasavvuf belli başlı iki mezhebe ayrılır: Bunun birisi kıdem-i evvelde müşâhede-i hak yani "müessirden ensere intikal" usûlüdür ki, bu mezhebin müvverici "Seyyid Hasan Ali eş-Şâzili" addolunur. Maamâfih bu mezhebi Şeyh-i Ekber Muhyiddin-i Arabî'nin iltizam ettiği muhakkaktır. Filvâki zamanımızda "Şâziliye" ve "Melâmiye" tarikatlarinde câri olan ...