Paradoks şurada merkezîleşiyor: Gelenekten kopmak / kurtulmak en geniş mânasıyla dinden kopmak, devamlılık fikrinden, tarihten uzaklaşmak mânasına da geliyor, geleneğe bağlı kalmak ise mevcut kötü, hantal yapının ve şartların, başarısızlık olarak kabul edilen unsurların devamına ve boğuculuğuna rıza göstermek demek olacaktır.
Üst çözüm birbirini iter hale gelen bu iki hattı üst üste değilse de paralel hale getirmekte aranmalıydı/aranmalıdır. Ayrıca bugün fiilî olarak modernlikten tamamen bağımsız bir geleneğin varlığından veya gelenek idrakinden bahsedilemez; bir başka ifade ile modern dönemde yaşayan insanlar olarak bizler geleneği modernleşme öncesinde “olduğu gibi” anlama, kabul etme, benimseme şansına bütünüyle sahip değiliz. Fakat bizim dışımızda gelişen bu fiilî zorlukla geleneği ciddiye almamak aynı şey olamaz. Çünkü gelenek bizim onu tanıyıp tanımamamızdan, ciddiye alıp almamamızdan bağımsız bir vâkıa olarak bize, topluma, asırlara hükmeder.