Hakikat güneşine götüren yol, dosdoğru, dümdüz bir yoldur. Lâkin insanlar içinde bu yolun yolcusu azdır da karmakarışık, dolambaçlı yolların yolcusu çoktur. Ve bu yolların üstünde yüzlerce kafile birbirleriyle yarışmaktan hiç usanmayacaklardır. Halbuki düz yol, aydınlık yol, saadetin ve gerçek zaferin yoludur. Kalbe çevrilen gözlerin ilk bakışta buldukları yoldur. Bu yolda yürüyüş kumandası veren kalp ile yolun sonunda murada eren kalp aynı kalptir. Baştaki emirle sondaki muradı birleştiren ve ayni kalbe bağlıyan bu yol gerçek saadetin yoludur. Lezzetle devletin uzağından geçen bu yol, dost ile düşmanı dostun kalbinde birleştiricidir. Zulmü zâlimin kalbinde eriticidir. Gerçek ve ebedî saadeti arayanlar, hesabın hileleri ve zekânın tuzaklarıyla eğrilmeyen, bilakis kalbin dosdoğru uzanan aydınlığında hakikat güneşine götüren yolu tutsunlar. Kulların duasını Hakk'a ulaştırmak istersek Hakk'ın muradını kullarına tanıtalım. Hakikat güneşi karşımızda parlamakta iken gözlerimizi kapatmayacak kadar kuvvetli ve cesur olalım.
Esere İlişkin Diğer Alıntılar
Var Olmak
Nurettin Topçu
Neden namütenahiden haber alan Büyük Hakîm, "bildiğimi bilseydiniz gülmez ağlardınız" diyor? Neden "kendini bil" sözünü Sokrat hareket kaidesi edinmişti? Hepimiz bazı şeyler biliyoruz ve en çok bilenler, insanlar hakkında çok tecrübesi olan diplomatlarla insan münasebetlerinin her türlüsüne vakıf olan tüccarlardır. Buna rağmen içimizde en bedbah ...
Var Olmak
Nurettin Topçu
Herkesin herşey hakkında bilgisi değişiyor. Kimine az gelen öbürüne çok geliyor. Birine güzel görünen başkasına çirkindir. Birisine uzakta sanılan bir başkasının ta yanında duruyor. Bir insanın sevdiğini öbürü zem ediyor... Bir kalbin merhametle eridiği nesne başkası için kin kaynağıdır. Bir zümrenin alkışları karşı zümreye matem teraneleri hali ...
Var Olmak
Nurettin Topçu
İlâhî neşveden tatmak istersen benim senin lâfından geç. Eşyayı boşuna adlandırma; varlıklara varlık verme. Sen bir resim seyrediyorsun, kendin de o resmin içindesin. Gören gözle bir baksana! Topraklardan fışkıran ilâhî neşvedir, yıldızlardan yağan da o. Geceden gündüzü çıkartan da, Tûr'da peygamberiyle yüzyüze gelen ilâhî neşve değil midir? Kok ...