Mevlâna'nın hiçlik felsefesi bütün sûfîlerde vardır. Ben yokum, diyerek var olur sûfîler. Modern insan ise, ben varım, dediği için aslında yok. Eric Fromm, Sahip Olmak ve Olmak diye bir kitap yazmıştır. Olmaktır esas olan. Modern insana, bir şeye ne kadar sahip olursan o kadar var olursun, telkini yapılmaktadır. Aslında yanlıştır. Modern insana varoluş dersleri vermek lazım. Varoluşun yok oluştan geçtiğini söylemek lazım. Kişinin, "yokum" dedikçe var olacağını vurgulamak gerekir. İbn Arabî, "Vücûdî fakdî" der. "Benim var oluşum, yok oluşumdur, aslında ben yokum dedikçe var oluyorum." Bu önemli bir sırdır. Mevlânâ'da da aynısı var. "Hîçî" der o. Yani, "Ben yokum."
Bu paradoksal ifadeler tasavvufta çok önemlidir. Bir şey biliyorsam o da hiçbir şey bilmediğimdir, sözünde de bu vardır. Bu sözü söyleyen kişi cahildir, anlamına gelmez. Gerçekte her şeyi bildiğini gösterir. Ben her şeyi biliyorum, çalışmalarımı yedi dil üzerinde yapan, beş tane doktorası olan, elli tane bilmem nesi olan biriyim, diyen kişinin, irfânî anlamda hiçbir şeyi bilmediğini iddia edebilirsiniz.