Beşerî aşk, ilâhî aşka giden yolda ilk adımdır. İlâhî aşkın başlangıcı, önce sevmeyi bilmektir. Allah'ı hiç görmedik ki nasıl sevelim? Dolayısıyla bir bilinenle başlıyoruz önce; bilinen karşımızdaki cins. Sende olmayan özellikler onda, onda olmayanlar sende var. O sana karşı meyil duyuyor, sen de ona karşı meyil duyuyorsun ve böylece elinde olmadan bir güç seni arkandan itiyor. O da yaklaşıyor. İkinizde de var bu itim gücü. İşte bu itim gücü ilâhî kuvvettir. Daha sonra tanışıyoruz, görüşüyoruz, ilerliyoruz aşk ilişkimizde, ardından problemler baş göstermeye başlıyor., her aşk hikayesinde olduğu gibi. Neden? Çünkü o yaratılmış bir varlık, dolayısıyla sınırlı, mutlak mükemmel değil, birbirimize verdiğimiz sözü tutamıyoruz, anlaşmazlıklar başlıyor. Evlilikler aşkı öldürüyor. Öldürmesi de gerekiyor. Çünkü vuslat aşka karşıdır, aşk olabilmesi için hâlâ iki parçanın ayrı durması gerek. Ayrılık aşkı körükler ama vuslata erdiğinizde onun adı aşk olmaz, marifet olur, bilgi düzeyine geçilir. Peki neden? Bu şekilde mutlak manada kalınsaydı, ben onun Tanrısı olurdum, o da benim Tanrım olurdu; ben ona o da bana tapardık, böylece O gölgelenirdi.
Esere İlişkin Diğer Alıntılar
Mevlânâ Üzerine Konuşmalar
Mahmud Erol Kılıç
Günümüzde suret ve mana irtibatı kopmuş durumda. Ya suret lehine, mana aleyhine ya da bunun tersine bir durum var. Herkes Mevlânâ'dan bakabildiği kadarını görür ve alır. Bazıları Mevlânâ'yı eksik bakış açısıyla ele alıyor, dolayısıyla yanlış değerlendiriyorlar. Bu bakış açısıyla hareket edenler, "Hz. Mevlânâ o kadar evrenseldir ki, sanki ayaklar ...
Mevlânâ Üzerine Konuşmalar
Mahmud Erol Kılıç
Mevlâna'nın hiçlik felsefesi bütün sûfîlerde vardır. Ben yokum, diyerek var olur sûfîler. Modern insan ise, ben varım, dediği için aslında yok. Eric Fromm, Sahip Olmak ve Olmak diye bir kitap yazmıştır. Olmaktır esas olan. Modern insana, bir şeye ne kadar sahip olursan o kadar var olursun, telkini yapılmaktadır. Aslında yanlıştır. Modern insana ...