ÜYE GİRİŞİ / ÜYE KAYIT
ÜYE GİRİŞİ / ÜYE KAYIT

Şehrim Aşk

Leyla İpekçi

Yayınevi:H Yayınları
Baskı Yılı:2014
Alıntı Sayfası: 56-57
ISBN: 978-605-4042-64-7
Alıntı Yapan: paradoksal
Okunma Sayısı: 1776

Kadınların ihramı ise elbiseleri. Daha önce hiç düşünmemiştim, kadın ile erkek arasındaki ilişkinin simyası kadının erkeğe bakmasını (ama kravatlı ceketli bir küresel erkekten bahsetmiyorum, vücudunu kullanabilen, elleriyle ayaklarıyla yaşayabilen, hareket kabiliyeti yüksek bir evrensel erkekten bahsediyorum) ve onu seçmesini gerektiriyordu belki. Ancak böyle bir erkekten 'çift' çıkarabilirdiniz kendinize. Dünya ve ahiret eşi...

Belki böyle bir örtüyle perdelenmek, usul usul kendini göstermek kadını sandığımdan daha fazla kendi kılan bir usuldü. Kadının güzelleşmesi, onun nefsinden uzaklaşması ve ilahi güzelliğin nuruyla ışıldaması demekti. Kadın bakılma ve nasıl göründüğünü düşünme gibi nefsani kaygılarından sıyrıldıkça erkeğin gözünde nesneleşmekten uzaklaşıyor olmalı. Kendisi bakmaya başlıyor çünkü. Bakan kadın. Dünyaya. Kendine. Karşındakine... Hakikate... Erkekten yansayan imgesine takılı kalmayan bir bakmak bu. Allah'ın adıyla bakmak. Cinsiyete, sınıfa, yaşa başa bakmadan bakmak. Rabbini görür gibi bakmaya kadını yaklaştıracak bir bakışla bakmak. İhlas ile. Böyle bir bakmak kadını güzelleştiriyor evet. İhram bunun temsili.

Modern hayatta çoğunlukla tam aksi oluyor. Bütün estetik ve ideal görünüşlü eller kollar bacaklar anonim hale geliyor. Kadın ve erkekler uzuvlarının niteliği üzerinden tanımlanıyor. Bir süre sonra o kişiye değil, uzvuna bakmaya başlıyoruz, kendisinden bağımsızmış gibi! Ve şöyle bir bakmakla gereken kıymeti atfetmeyi unutuyoruz insan vücuduna. Bu durumda vücudumuzla görünür olmak için daha çok çabalıyoruz modern dünyada hepimiz.

Etrafıma bakıyorum. Örtünmek, bir kolu 'bütün kollardan bir kol' olmaktan çıkarmış. Her birimizin farklı olduğunu hatırlatıyor. Aynı olsaydık, örtünmemizin ne anlamı kalırdı ki? İhram, kadını anonimleşmekten kurtardığı gibi, ona kendi biricikliğini iade ediyor. Varlıkların yaratılış hiyerarşisi var evet, her birimiz biriciğiz bu hiyerarşi uyarınca. Bir saç telinden bir tane daha yok. O halde bunun bir kıymeti var. Bir saç telinin, bir tırnak ucunun, bir kıvrımın... İlahi niteliği var...

amazon.com.tr'deki Bunuokudunmu dükkanından satın almak için tıklayın.

Yorumlar

Yorum yapabilmek için giriş yapmanız gerekmektedir.

Esere İlişkin Diğer Alıntılar


Şehrim Aşk

Leyla İpekçi

Baskı Yılı: 2014
Alıntı Sayfası: 13-14
ISBN: 978-605-4042-64-7

"Al, ver, tut!" Komutlarından sonra teknisyenin robotik sesi duyuluyor her seferinde:

"Tamam, şimdilik rahat nefes alabilirsiniz yeniden."

Ancak bu imkânsız. Vermekte olduğunuz nefesi sonuna dek vermeden yeni bir nefes almanız mümkün değildir ki! Huzura kavuşarak yeni bir nefes almak için önce sizde ödünç kalan o yarım nefesi tam ...

Devamı Facebook Twitter Google+ Pinterest

Şehrim Aşk

Leyla İpekçi

Baskı Yılı: 2014
Alıntı Sayfası: 112
ISBN: 978-605-4042-64-7

Ona baktıkça ondaki bu sessiz olgunluğun onu nasıl da güzelleştirdiğini görüyorum. Sükût en büyük tevhid. Kendinden bahsetmiyor, şahsi sıkıntılarını açığa vurmuyor, kimseyi gücendirmek istemediği için susuyor. Allah rızası için...

Bu kez kendi nefsimle boğuşmaya başlıyorum. Ona karşı belki çok kusur işledik diye endişeye kapılıyorum. Ben ...

Devamı Facebook Twitter Google+ Pinterest

Şehrim Aşk

Leylâ İpekçi

Baskı Yılı: 2014
Alıntı Sayfası: 159-160
ISBN: 978-605-4042-64-7

Bütün canlılar akıl ve ruh sahibi olduğuna göre, hepsi tesbih ediyor Yaratan'ı. İşte kurban edilecek hayvanların ruhunu Kendine şükür olarak kurban günlerinde serbest bırakıyor Yüce Allah. Bayram, kurbanlık koyunların da bayramı. Hatta kabirdeki ölülerden bile bayram süresince azap kaldırılırmış. Anlıyorum ki bayram, kâinatın tamamına geliyor. A ...

Devamı Facebook Twitter Google+ Pinterest

Şehrim Aşk

Leylâ İpekçi

Baskı Yılı: 2014
Alıntı Sayfası: 239-240
ISBN: 978-605-4042-64-7

Hayatımızı iç içe siteler üzerinden  inşa edenler komşularımızdan, sevdiklerimizden ve henüz tanışmadıklarımızdan şüphe etmemizi istiyorlar. Yüksek duvarlarla sınırlıyorlar bakışımızı. Herkesin bahçesi kendi evinin önünde, kendine ait olsun istiyorlar.

Başkalarından hep kuşkulanarak, onların yüzlerine hiç bakmadan niyetlerini okuyarak, k ...

Devamı Facebook Twitter Google+ Pinterest