Şit İbranicede 'hibe', 'Allah'ın ihsanı' anlama geldiğinden hareket eden İbnü'l Arabî, Şit'i Allah'ın Âdem'e ilk ihsanı sayar. Bu yönüyle Şit, peygamber olarak Âdem'in takipçisidir ve şarihlerin belirttiğine göre âdem'in iki oğlu Habil ve Kabil'e bedel olarak Allah'ın kendisine bir ihsanıdır. Âdem ile Şit ilişkisini sayıların ilişkisi şeklinde düşünürsek, bunu 1 ile 2 sayısının ilişkisi gibi görebiliriz. 1, bütün sayıların ilkesidir: Tıpkı harfler içinde elif gibi, bu anlamda 1 sayı bile sayılmaz. Elif de harf sayılmaz, ama bütün harfler elif'ten meydana gelir. Harfler be harfiyle ya da sayılar 2'yle başladığı gibi Fusûsu'l Hikem'de peygamberlerdeki ayrışma Şit Peygamber ile başlar. İbnü'l Arabi Şit Peygamber ile Âdem ilişkisini baba-oğul ilişkisi gibi düşünür ve babalık-oğulluk ilişkisinin ortaya çıkarttığı sonuçları yorumlar.
Esere İlişkin Diğer Alıntılar
Fusûsu'l-Hikem
İbnü'l Arabî
"Haktan başkası" denilen veya 'âlem' diye isimlendirilen şeyin Hak karşısındaki durumu, şahsa göre gölge gibidir. Âlem, Allah'ın gölgesidir ve gölge, varlığın âlemle ilişkilendirilmesinin ta kendisidir; çünkü gölge hiç kuşkusuz duyuda mevcuttur. Fakat gölgenin kendisinde ortaya çıktığı şey varsa, gölge duyuda mevcut olabilir. Gölgenin kendisinde ...
Fusûsu'l-Hikem
İbnü'l Arabî
Namaz kılan kişi insanlara ya da kendisiyle birlikte kılan meleklere imam ise namazda peygamberin derecesine çıkmış demektir ki, bu mertebe Allah'a vekil olmaktır. Bu bağlamda namaz kılan herkes, hiç kuşkusuz, imamdır; çünkü insan namazı yalnız kıldığında bile, bir rivayette belirtildiği gibi, melekler onun ardında namaz kılar. Nitekim bir rivay ...
Fusûsu'l-Hikem
İbnü'l-Arabî (Çeviri ve şerh: Ekrem Demirli)
Musa ile Harun arasındaki tartışmanın nedeni, Musa'nın Samirî'nin hareketine karşı Harun'un etkisiz kalmasına kızması değildi. Musa'nın kızgınlığı, ağabeyinin bir şeye tapmanın anlamı hakkındaki bilgiziliğinden kaynaklanmıştı. Harun'un gerekçe olarak Ben kavmimi bölmekten endişe ettiğim için onlara bir şey demedim demesi de, Musa'nın kızgınlığın ...