ÜYE GİRİŞİ / ÜYE KAYIT
ÜYE GİRİŞİ / ÜYE KAYIT

Şair Sûfîler Mevlana, Yunus ve Niyazi-i Mısrî Üzerine İncelemeler

Ekrem Demirli

Yayınevi:Sufi Kitap
Baskı Yılı:2015
Alıntı Sayfası: 172-173
ISBN: 978-605-5215-84-2
Alıntı Yapan: paradoksal
Okunma Sayısı: 1788

Platon "Bilgisizlik kötülüktür" derken bilgiyle eylem arasında zorunlu irtibat kurmuş, ancak buradan 'seçkinci' bir bilgi görüşü inşa edebilmişti. Dinler ise vicdan, irade gibi insanın eyleminde belirleyici başka amillere atıf yaparak Platon'un düşüncesinde bilginin mukabili olan iman ile amel arasındaki ilişkiyi zorunlu saymayarak, günaha 'imkan' tanımışlardı. Sûfîler İslam düşüncesine yön veren bu ana sorunda Ehl-i sünnet'in yanında saf tutsalar bile, onlar daha kuvvetli bir iman aramaktaydılar. Bu iman, insanı sadece bir ameli yerine getirmeye icbar etmekle kalmayacak, tevekkül, rıza, teslimiyet gibi tasavvufî hayatın maksadını gerçekleştirebilecek bir kuvvete sahip olmalıydı. İnsanı tefsir eden bir kavram olarak aşkın ortaya çıkmasının temel sebeplerinden birisi sulhu olmayan savaşta (Cneyd-i Bağdâdî tasavvufu 'sulhu olmayan savaş' olarak tanımlar. Bkz. Kuşeyrî, Kuşeyri Risâlesi, Çev. Süleyman Uludağ, İstanbul, 1996, s. 369.) insana sabrı ve mücahedeyi talim edecek 'kuvvetli iman' arayışıydı.

amazon.com.tr'deki Bunuokudunmu dükkanından satın almak için tıklayın.

Yorumlar

Yorum yapabilmek için giriş yapmanız gerekmektedir.

Esere İlişkin Diğer Alıntılar


Baskı Yılı: 2015
Alıntı Sayfası: 111
ISBN: 978-605-5215-84-2

Evvel kadimden geldim yer gök yaratılmazdan
Arş kürsü levh ü kalem hiç dahi anılmazdan

Bu beyit insanın hakikatei bakımından ilk olmasıyla âlemde zuhur eden son varlık olması arasındaki ilişkiyi anlatır. Vahdet-i vücûdu benimseyen sûfîler, bu tezada büyük önem vermiş, ilk olmak ile son zuhur etmek arasındaki ilişkileri izah etmişle ...

Devamı Facebook Twitter Google+ Pinterest
Baskı Yılı: 2015
Alıntı Sayfası: 166-167
ISBN: 978-605-5215-84-2

Tasavvufun bu tavrı modernleşmeyle birlikte devam ederek, tarikatlar aracılığıyla günümüze kadar devam edegelmiştir. Bu itibarla tasavvufta ortaya çıkan zahitlik ve tevekkül anlayışının, İslam toplumunun geri kalmışlığının sebebi olduğu hakkındaki eleştiriler en azından tasavvuf teorisiyle çelişik sayılabilir. Tasavvuf geçmişte ve günümüzde bir ...

Devamı Facebook Twitter Google+ Pinterest
Baskı Yılı: 2015
Alıntı Sayfası: 169
ISBN: 978-605-5215-84-2

Hiç kuşkusuz aşk da önce bir insani duygu şeklinde başlar, lakin bütün öteki düşüncelerin duygulardan tecerrüt etmesi gibi tecerrüt eder ve insanı aşan bir anlama doğru evrilir. Sadece aşk değil! İnsanın her soyut düşüncesi böyle bir yol takip eder. Çağımızda tasavvuf metinlerini la-dinî metinler haline getirebilmek için önce metinlerin 'aşk' me ...

Devamı Facebook Twitter Google+ Pinterest
Baskı Yılı: 2015
Alıntı Sayfası: 170
ISBN: 978-605-5215-84-2

Şöyle bir soru sorabiliriz: Aşk bir terimdir, daha doğrusu bir duygunun veya halin ismidir. Acaba bir isim olarak aşk neyin alameti ve neyin perdesidir? Böyle soruyoruz, çünkü bir isim bize bilgi verirken aynı zamanda başka bir şeyi de perdeler. Başka bir ifadeyle bize neyi öğretir, neyi saklar gözümüzden? Sûfilerin bu kavramla neyi kastettikler ...

Devamı Facebook Twitter Google+ Pinterest
Baskı Yılı: 2015
Alıntı Sayfası: 199
ISBN: 978-605-5215-84-2

Hz. Peygamber'in semavi yolculuğu anlamına gelen miraç, Müslümanların pek çok yönden ele aldıkları bir mesele olsa bile, sûfîler için evvelemirde insan-Allah ilişkisini izah eden bir mesele olarak tasavvur edilmiştir. Özellikle afak-enfüs kavramlarıyla izah edilen Allah'a yolculuk en iyi ifadesini miraçta bulur. Bu itibarla miraç bir kısmı afakt ...

Devamı Facebook Twitter Google+ Pinterest
Baskı Yılı: 2015
Alıntı Sayfası: 218
ISBN: 978-605-5215-84-2

Asr-ı saadetin 'cahiliye' asrı dediği devri nasıl gördüğünü anlamak bütün asırlar arasında İslam'ın ne yaptığını anlamamız bakımından kayda değerdir. İslam için esas mesele Allah'a imandı. Her şeyin merkezinde Allah'a iman vardı ve bu iman hayatın maksadıydı. İlk ayet-i kerimede dile getirilen "Yaratan Rabbinin adıyla oku" düsturu tam da bunu an ...

Devamı Facebook Twitter Google+ Pinterest
Baskı Yılı: 2015
Alıntı Sayfası: 235-236
ISBN: 978-605-5215-84-2

"Ölmeden önce ölmenin timsali" Hızır, sûfîlerin menkıbelerinde sıkça atıf yaptıkları biridir. İbnü'l Arabî'nin "Hızır nasıl Hızır oldu?" sorusuna verdiği cevap tasavvufun nasıl bir hizmet ve iş ahlâkı geliştirdiğini anlamamızı sağlayacak bir cevap olduğu kadar tasavvufun herhangi bir meseleyi 'pratik' bir gayeyle ele alışını da gösterir. Bu ceva ...

Devamı Facebook Twitter Google+ Pinterest
Baskı Yılı: 2015
Alıntı Sayfası:
ISBN: 978-605-5215-84-2

"Naslarda sırat-ı müstakim, şeriat, tarikat şeklinde zikredilen doğru yol, ana yol gibi kavramlar sürekli insanı maksada götürecek araçları ve bunun için gerekli ahlaklanmayı anlatan kavramlardır. Gaflet ise dalalet, hayret ve cehaletin ortak vasfıdır: durumun vahametinden habersiz kalmak!" (s.141)

"Tasavvuf tövbe ile başlar: ilk makam t ...

Devamı Facebook Twitter Google+ Pinterest