"Her şeyin ölçüsü insandır." Tür anlamında insan. Dolayısıyla dış dünyayı biz yaratmıyorsak da biz biliyoruz. Mevcudiyetin mudrek hâle gelmesi müdrik olanın varlığına bağlıdır; idrak eden de insandır. 'Şey', bir âlim tarafından, ilimle mâlum hâle getirilir. Şeyiyyeti âlime bağlı değilse de mâlum olması âlimin ilmiyledir. Diğer canlılar idrak ede ...
Papersense Yayınevine ait Alıntılar
Fuzulî Ne Demek İstedi?
İhsan Fazlıoğlu
Işk, mevcûdâta akmış olduğundan, aslında bir yönüyle herşey ışk'tır; vucûdda ışk'tan başka bir şey yoktur; çünkü varlığa gelen, görünüşe çıkan herşey ışk'tandır; ışk iledir ve ışk içinde akar. Mevcûdât dairesinde, sûfîlerin ışkı, Fârâbî ve İbn Sînâ'nın kozmik ışkıyla örtüşebilir. Ancak, tekrar pahasına, Ahmed Gazâlî çizgisinde, ışk aşkın bir bir ...
Sözün Eşiğinde
İhsan Fazlıoğlu
Burada, sosyal bilimler ve özellikle tarih bilimi için ilginç bir noktaya dikkat çekmek istiyorum: Biz, daha sonra, bu hakikat üzerine de yeni itibârlar üretiyoruz. Örnek olarak, camiye bakıyoruz; nasıl bir mimarî tarzda yapıldığını sorguluyoruz. Ya da toplumların siyasî, ikitsadî, kültürel vb. tarihlerini tahlil ediyoruz. Aslında bu yaptığımız ...
Salambo
Gustave Flaubert
Benizleri daha uçuk olduğu fark olunan bir yirmi kadar adamı toz duman içinde haykırmalarla ileri sürerek döndüler. Mahrut şeklinde, siyah abadan, ufak bir külah bunların matruş kafalarını örtüyordu. Hepsi tahta kunduralar giyiyor ve yürüyen yük arabaları gibi gürültü yapıyorlardı. Serviler yoluna gelince kendilerini isticvap eden halk arasında ...
Ölüler Evinin Hatıraları
Fyodor Dostoyevski (Çev. Haydar Rifat)
Zindanda geçirdiğim bütün müddet esnasında A. gözlerimin önünde bir nevi diş takılı ve mide taşıyan bir et yığını idi ki cismanî eğlencelerin en kaba ve en behimîlerine karşı bile doymak bilmez bir atılış ile kıvranırdı. Bu eğlencelerin en küçüğünü dahi tatmin edebilmek için en büyük soğukkanlılıkla en büyük cinayetleri irtikaba müsteit idi. Ara ...
Sözün Eşiğinde
İhsan Fazlıoğlu
Bilindiği üzere insan, klasik felsefe-bilimde, düşünen canlı (hayvân-ı nâtık) olarak tanımlanır; canlılık bitkiye, bitkilik cisimliliğe, cisimlilik elementlere yani dört unsura kadar geri gider. İnsanın hayvâniyet yanı, öyleyse, tabiatın ve tabiatta bulunan tüm diğer var-olanların özelliklerini haiz bir terkiptir. Bu terkipte maddî olanlar yanın ...