Bilindiği üzere insan, klasik felsefe-bilimde, düşünen canlı (hayvân-ı nâtık) olarak tanımlanır; canlılık bitkiye, bitkilik cisimliliğe, cisimlilik elementlere yani dört unsura kadar geri gider. İnsanın hayvâniyet yanı, öyleyse, tabiatın ve tabiatta bulunan tüm diğer var-olanların özelliklerini haiz bir terkiptir. Bu terkipte maddî olanlar yanında, bitkisel özellikleri bitkisel nefis (nefs-i nebâtî), canlılık özelliklerini ise hayvânî nefis (nefs-i hayvânî) taşır. Bitkisel nefis insanda şehvânî gücün, yani lezzetin, zevkin, arzunun; hayvânî nefis ise gazabî gücün, yani yer tutmanın, mekânı sahiplenmenin, öfkenin kaynağıdır. Bu güçler nefis için birer melekedir; meleke, yani insan nefsinde sabit nitelikler; değişken olanlar ise hâl adını alırlar. İnsanın nutkiyetine, yani insânî nefse (nefs-i nâtıka) gelince düşüncenin, eylemin, küllî idrakin zeminidir.
Esere İlişkin Diğer Alıntılar
Sözün Eşiğinde
İhsan Fazlıoğlu
"Düşünmek, icabete hazırlayan bir yakarıştır." der İbn Sînâ... Düşünceyi söze vurmak yazıya koymak ise yakarışın bir ifadesi. Bu kitapta yakarış, sözün eşiğinde dile gelmiştir; tüm samimiyeti ve ihlâsıyla... (s.10)
Sözün eşiği, ümidin eşiğidir; çünkü bir yerde söylenecek söz var ise, hâlâ ümit var demektir; s-öz-den, dolayısıyla öz-den y ...
Sözün Eşiğinde
İhsan Fazlıoğlu
Burada, sosyal bilimler ve özellikle tarih bilimi için ilginç bir noktaya dikkat çekmek istiyorum: Biz, daha sonra, bu hakikat üzerine de yeni itibârlar üretiyoruz. Örnek olarak, camiye bakıyoruz; nasıl bir mimarî tarzda yapıldığını sorguluyoruz. Ya da toplumların siyasî, ikitsadî, kültürel vb. tarihlerini tahlil ediyoruz. Aslında bu yaptığımız ...
Sözün Eşiğinde
İhsan Fazlıoğlu
"Her şeyin ölçüsü insandır." Tür anlamında insan. Dolayısıyla dış dünyayı biz yaratmıyorsak da biz biliyoruz. Mevcudiyetin mudrek hâle gelmesi müdrik olanın varlığına bağlıdır; idrak eden de insandır. 'Şey', bir âlim tarafından, ilimle mâlum hâle getirilir. Şeyiyyeti âlime bağlı değilse de mâlum olması âlimin ilmiyledir. Diğer canlılar idrak ede ...