ÜYE GİRİŞİ / ÜYE KAYIT
ÜYE GİRİŞİ / ÜYE KAYIT

Bülbülün Kırk Şarkısı

İskender Pala

Yayınevi:Kapı Yayınları
Baskı Yılı:2015
Alıntı Sayfası: 555
ISBN: 978-605-5107-90-1
Alıntı Yapan: paradoksal
Okunma Sayısı: 1957

Zülhuleyfe'den sonra kalabalık arttıkça arttı. Bütün ırmaklar büyük bir nehrin yatağına koşar gibi mümünler akıp akıp geldiler ve çölün sıcağını gönül serinliğine çevirdiler. Silahları yoktu ama dillerinde tekbirleri vardı. Mücadeleler ve korkular geride kalmış, gönüller şâd ve gözler yaşlıydı. Sefer meşekkati had safhada ama ruhlar huzurluydu. Yollar uzadı, uzadı ve ta mahşere bağlandı... Büyük heyecan herkesin kalbini inceltmiş, müminin hüzünlü hâli bütün çölü bir ışık gibi kaplamıştı. Gülüm herkesin duyabileceği sesle o güne kadar hiç söylemediği sözler söylüyordu. Ben bu sözleri tanıyordum. Dostum İbrahim, oğluyla birlikte Kâbe'nin inşaatını bitirdiklerinde böyle demişti. Cebrail'in aynı cümleleri gülüme de öğrettiğini anladım. O cümlelere telbiye dediler. Bir dua gibi ama bir teslimiyet... Bir kulluk gibi ama bir teşekkür... Arkadaşları gülümün söylediklerini tekrar etmeye başladılar. Her birkaç adımda bu cümleler bir halka daha genişledi ve kısacık bir süre içinde gözlerden yaşlar akarak karşı ufuklardan ve tepelerden yankılandı:

"Lebbeyk!.. Allahümme lebbeyk!.. /Buyuur, Allah'ım buyuuur!.. İşte buradayım, emrine koştum, buyuur!.. Senin hiçbir ortağın yoktur. Buyur Allah'ım buyuuur! Hamd sana mahsustur, nimet de senin, mülk senindir... Hiçbir ortağın yoktur / Lebbeyk!.. Allahümme lebbeyk!.."

amazon.com.tr'deki Bunuokudunmu dükkanından satın almak için tıklayın.

Yorumlar

Yorum yapabilmek için giriş yapmanız gerekmektedir.

Esere İlişkin Diğer Alıntılar


Baskı Yılı: 2015
Alıntı Sayfası: 19
ISBN: 978-605-5107-90-1

İbrahim'i son gördüğüm yerdeyim. Eşi Hacer ile oğlu İsmail'i yerleştirdiği, hani şu "ziraat yapılmayan vadi"de. Gülü beklemek, açtığında yanında olmak, hayatını kademe kademe, merhale merhale takip etmek, neşidelerim ve naatlarımla onu kırk defa övüp insanlara anlatmak, anlamayacak olanları da "Bakın işte açtı, kâinatın gülü açtı, güzelliğini gö ...

Devamı Facebook Twitter Google+ Pinterest
Baskı Yılı: 2015
Alıntı Sayfası: 61
ISBN: 978-605-5107-90-1

Dünya zamanının kulları İsa nebiden sonra altıncı asrın son çeyreğinde elenmeye hazırlanıyor... Dünya mekânının coğrafyasında henüz üç kıta, üç kıtada cemad, nebat ve hayvanlar hüküm sürüyor. Zikretmeye değecekse, bir de hayvandan farksız hâle gelmiş insanlar. Ne dostum İbrahim'den bir ıtır, ne Musa'dan bir ses, ne İsa'dan bir nefes!.. Onca elçi ...

Devamı Facebook Twitter Google+ Pinterest
Baskı Yılı: 2015
Alıntı Sayfası: 77-78
ISBN: 978-605-5107-90-1

Bebeği doğdu doğacaktı ve babasının bir kez olsun onu göremeyecek, koklayamayacak olması Âmine'nin yüreğine bir hançer gibi saplanıyordu. Üstelik kabri ta Yesrib'de idi. Doğumdan sonra bebeği kucağına veremeyecekti ama kabrine olsun götürüp doğumunu bildirmek isterdi. Ona benzeyeceğinden adı gibi emindi. Zaten tekmelemelerine bakılırsa erkekti. ...

Devamı Facebook Twitter Google+ Pinterest
Baskı Yılı: 2015
Alıntı Sayfası: 254-255-256
ISBN: 978-605-5107-90-1

Üzüntü üstüne üzüntü, gözyaşı üstüne gözyaşı... Ebû Tâlib'in acısı henüz soğumamış iken, taze toprak kokusu henüz gülümün dimağındayken acı tatlı günleri paylaştığı, çocuklarının annesi, hayat arkadaşı ve iman yoldaşı Hatice de yatağa düşmüş, kuşça canı çırpınmaya başlamıştı. Gülüm ellisine yaklaşmıştı ve yirmi beş yıllık eşi Hatice ahiret yolcu ...

Devamı Facebook Twitter Google+ Pinterest