İslam insanın hakikati 'görme' talebini imkansız saysa bile, buna en yakın hallerden söz ederek, insanın talebini en azından mazur görmüş, ona bir çare sunmuştur. Bunu pratik bir yaklaşım olarak kabul edebiliriz: mutlak hakikati görmese bile, en yakın dereceye ulaşabilmek! Vakıa insan ancak görerek tatmin olacaktır - daha doğrusu görmekle talebi yeni bir noktaya evrilecektir. Bunun için Cibril hadisinde zikredilen ifadeyi 'görmeye en yakın' durum olarak veya durumlardan birisi kabul edebiliriz; nedir bu? 'Görürcesine olmak.' Bir insanın bedenli bir varlık olarak ulaşabileceği nihai durum budur: görür gibi olmak! İnsan böyle bir iman derecesine ulaştığında amellerini ve ahlakını sahih yapabilecek bir sebep ortaya çıkacaktır. Çünkü imanın ameli dönüştürücü olabilmesi beklenir; amele etki etmemiş olmak imanın zaaf-güç derecesiyle ilgili bir durumdur. Bu nedenle ihsan kavramı imanın gücüyle ilgili bir mesele olarak kabul edilebilir. Böyle bir dereceye ulaşan insan Ehl-i sünnet kelamcılarının kabul ettiği üzere 'güçlü iman' derecesine ulaşmış olur. Bunun anlamı yakîn, yani kesinliktir ve bu kesinlik ölçüsünde taklitten tahkike fakat yine de taklit içinde tahkike ulaşır; çünkü peygambere ittiba devam edecektir. Güçlü iman ise insanı amellerini ve ibadetlerini 'en iyi şekilde' (ihsan üzere) yapmasını sağlayacaktır.
Esere İlişkin Diğer Alıntılar
İslam Düşüncesi Üzerine
Ekrem Demirli
Tasavvuf hakkında Müslümanlar arasında ciddi görüş ayrılıkları vardır; bu kadar ihtilafın olduğu bir alanda konuşmak ve yazı yazmak çetin bir iştir. Bu durum çağdaş tasavvuf araştırmalarında görünür; hemen bütün tasavvuf yazıları açık veya gizli muhataplara karşı 'savunma' amacı taşıyan yazılar haline gelmiştir. Müslümanların bir kısmı -bilhassa ...
İslam Düşüncesi Üzerine
Ekrem Demirli
İnsanın riyakar olması Allah'ı unutmasından kaynaklanır. Başka bir anlatımla insanın bütün günahları, gerçekte, en büyük günah olan Allah'ı unutmaktan ortaya çıkar. İnsan Allah'ı unuttukça başka varlıklara bel bağlar, onlara umut besler, varlığını onların yardımıyla ayakta tutabileceğini zanneder, gerçekte rakiplerini koruyucusu kabul eder, onla ...
İslam Düşüncesi Üzerine
Ekrem Demirli
'Sahabe nesli'nin ne zaman başladığı belli: İslam'ın davetiyle! Peki ne zaman sona ermiştir? Bu nesil hicri birinci asrın bitimine doğru sona ermekle birlikte etkinliği fetihlerin yayılmaya başlamasıyla azalmıştır. Bizzat sahabe nesli daha sonra tasavvufun mücadelesini vereceği yeni İslam cemiyetinin ortaya çıkardığı sorunlarla karşılaşmıştı. Ze ...
İslam Düşüncesi Üzerine
Ekrem Demirli
Düşünce tarihi -hangi alanda olursa olsun- hakikate kısmen temas etmiş, fakat bütünlüğü bulamamış ekollerle doludur. İbnü'l-Arabi bunu iki kademede ele alır: Birincisi İslam dışındaki insanların hakikatle ilişkisidir. Onlar Müslüman olmasalar bile, yukarıda zikrettiğimiz ilke gereği bir hakikat fikrine sahiptir, mutlaka onlar da hakikate temas e ...