Hz. Peygamber'in Rabbinden aktardığı "Sağ eliyle verdiğini sol elinden gizlercesine sadaka verir" (Bu hadisi Tirmizî, "Tefsir" kitabında 3.sure'de; "Cennet" kitabında, 35. hadis olarak rivayet etmiştir.) hadisindeki sır şudur: Bu kişiyi sadaka vermeye sevk eden sebep, bütün tabiî hükümlerden uzak olan ruhânî-rabbanî bir âmildir. Bunu yapmak ise, gerçekten zor bir iştir. Bu fiilin zorluğunun sebebi, insanın tabiî ve ruhânî özelliklerinin ve bunların birleşimlerinin bir toplamı olmasıdır.
Bu bağlamda, ruhânîliği güçlenip, tabiatının herhangi bir etkisi ve dahli olmadan ruhuyla tasarrufta bulunacağı şekilde tabiî özellik ve kuvvetleri ruhânîliğinde yok olan/istihlak kişi, son derece kuvvetli ve güçlü birisidir; hatta bu kişi, bu durumuyla meleklerin pek çoğundan daha üstündür. Çünkü meleğin fiillerinin tabiî özelliklerden uzak olması, meleğin yaratlışının bir gereğidir. Bu durum, garipsenmez ve büyütülmez de, çünkü bu noktada herhangi bir tartışma yoktur.
Fakat insanda tabiî kuvvet özelliklerinden kaynaklanan bir kavga/niza' vardır. Tabiatın otoritesi, gerçekten çok güçlüdür. Nasıl olmaz ki! İnsanın ruhu, tabiî mizâcından sonra ve o mizaca göre ortaya çıkmaktadır/taayyün. İnsanın ruhu ve manevi sağ tarafına izâfe edilen özellikleri, bütün ruhânî fiillerinde tabiatının şüphe ve hükümlerinden kurtulacak şekilde, sol tarafına izâfe edilen tabiî mizâcına karşı sadece rabbanî destek, teyit, güç ve şiddet sayesinde galip gelebilir ki, daha önce buna işâret edilmişti; bununla birlikte ruhânî sıfatlarla tabiî sıfatlar arasında bir karışma ve irtibat devam eder.
Bunu anlarsan Allah'ın izniyle doğruya ulaşırsın.